lang="tr"> BENİM BU REKTÖRDEN DE UMUDUM KALMADI… | Şifre Haber - Denizli Haberleri I
Site icon Şifre Haber – Denizli Haberleri I

BENİM BU REKTÖRDEN DE UMUDUM KALMADI…

REKTOR MU HOCA EFENDI MI

Şifre Haberi ve benim yazdığım köşeleri takip edenler, Pamukkale Üniversitesi’ne yönelik hassasiyetimizi çok iyi bilirler…

Hassasız; çünkü üniversite demek, gençliğimizin geleceği demek…

Gençliğimizin geleceği ise, ülkemizin geleceği demektir…

Bunun için üniversitemiz kurulurken, kurulduktan sonra ve devamında da bu üniversiteye zarar veren her türlü yapı, beceriksiz yönetici ve tehlikeli organizasyonların karşısına korkusuzca dikilmiş…

Hatta bu yüzden geçmişte ölüm kararlarım çıkarılmış, o zamanki sahibi bulunduğum TV kuruluşu, dönemin üniversite bağlantılı bir kliğin ricasıyla, (devlet değil) devlet içinde çeteleşmiş unsurlar da kullanılarak kurşunlatılmıştı…

Ama ben, her şeyimi feda etme pahasına üniversiteyi soymaya kalkanların karşısına dikilmiş, Denizli halkının sokaklara dökülerek gösterdiği ‘sahip çıkış’ sayesinde de yeni kurulan üniversitemizin ‘yolunacak kaz’ gibi gören çetelerin elinden kurtarılmasına ön ayak olmuştum…

Denizli’ye ve mesleğime 6 yıl ara verdikten sonra dönüp, Şifre Haber’i kurup, yeniden gazeteciliğe aktif bir şekilde başladığımda, Prof. Dr. Hüseyin Bağ döneminin olumsuzlukları önüme dökülmeye başladı…

Yine yılmadan ve korkmadan tüm olumsuzlukları, belgeleriyle birlikte ortaya dökmekten çekinmedim ve nihayetinde de Ankara, yaşatılanlara kayıtsız kalmayarak gereğini yaptı; Rektör Bağ’ı alarak yerine Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ı önce vekaleten, sonra da asaleten atadı…

İnanın en çok sevinenlerden biri ben olmuştum…

Hem de mağdur edilenlerden daha çok…

Öyle ya, üniversitenin selameti açısından, çorbada bizim de bir ‘gıdım’ tuzumuz olmuştu…

Prof. Dr. Ahmet Kutluhan Hoca gelir gelmez bir köşe yazmış, önüne üniversitenin acilen çözülmesi gereken bir kaç konusunu sıralayarak, başarılar dilemiş ve şöyle demiştim:

Sayın Rektör;

Birincisi FETÖ şerefsizleri hariç, tüm mağdurların haklarını, itibarlarını iade etmek için çaba göstermeli, adli davaların yanı sıra, idari soruşturmaları da hızla devreye sokmalı ve en kısa zamanda personeliyle, sanayici ile ve kentle barış ortamını sağlamalısınız…

İkincisi ise başta yemek, inşaat ve bilişim olmak üzere tüm akçeli ihale ve yolsuzlukları ortaya çıkararak, hesap sorabilir olmalısınız…

Bunları yapmanız durumunda, görevinizi hakkıyla yapmış ve huzur- güven ortamını sağlamış olacaksınızdır…

Bu arada, ben ve yönetimimdeki Şifre Haber ile Paüburada internet portallarının, bu şehrin üniversitesinin her türlü olumlu çalışmasını ve projelerini sonuna kadar destekleyeceğini, yaşatılacak ve üniversiteye zarar verebilecek en ufak bir olumsuzlukta da karşınıza dikilmekten tereddüt etmeyeceğini, bilmenizi isterim…

Sözün özü: Mazeret mi, yoksa icraat mı üreteceğinizi hep birlikte izleyip, göreceğiz…

İzleyip gördük ki…

Bütün bu gelişmeleri yakından takip ettik, hakkını verdik ve alkışladık…

Ta ki, yerel bir TV kanalındaki programda sarf ettiği ‘Bir arkadaşıma dua temin ettim’ şeklindeki sözlerine kadar…

Bu haberi ilk kez haberleştiren ve Türkiye gündemine oturmasına neden olan medya kuruluşu da (her ne kadar medyadan birçok meslektaşımız mesleki etik kuralları hiçe saysa da…) Şifre Haber ve onun yan bir kuruluşu olan www.pauburada.com oldu.

Gelelim asıl konuya…

Ben şahsen, tıp profesörü olan bir rektörün, İlahiyat Fakültesi’ni anlatırken, sadece arkadaşına dua temini hikayesine bağlamasını şaşkınlıkla izledim…

HABERİ OKUMAK VE İZLEMEK İÇİN ÜSTTEKİ GÖRSELE TIKLAYINIZ...

Ardından da ve tabi doğal olarak da ilk tepkim “Bu lafları, bir TV programında, bir ilahiyat dekanı bile etmeye gerek görmez” şeklinde oldu.

Ettiğim bu lafı, üniversite çevrelerinden bazı arkadaşlarla da paylaşınca, nasıl bir rektörle karşı karşıya olduğumuzu art arda gelen ve beni şok eden bilgi ve belge trafiğiyle sarsılarak gördüm…

Sıkı durun şimdi…

Madde madde sıralıyorum:

Araştırdım, ‘profesör olmadığı için mecbur kalmıştır’ diyenler oldu… Yine araştırdım, profesörlüğü geldiği halde, ihtiyaç olmasına rağmen aylardır bekletilenlerin olduğunu öğrendim. Hadi kadro verilmedi, birçok rektörün yaptığı gibi böylesine uzmanlık gerektiren bir alanda, İlahiyat Fakültesi’nin başına, başka üniversitelerden bir profesör neden davet edilmedi? Bu size de anormal gelmiyor mu?

BENİM BU REKTÖRDEN DE UMUDUM KALMADI…
BU KONUYLA İLGİLİ YAPILAN İLK HABERİ OKUMAK İÇİN ÜSTTEKİ GÖRSELE TIKLAYABİLİRSİNİZ…

Ayrıca…

Diyeceğim şu ki…

Bırakın mazeret üretmeyi, ki üretse ‘Bunu yapacaktım; ama şu nedenden dolayı olmadı’ der… Onu bile diyemedi…

Kısacası, Sayın Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın bir üniversite rektörü, bilim insanı ve ÜNİVERSİTE HOCALIĞI hevesinden daha çok, ‘Hoca Efendilik’ hevesi olduğunu ben gördüm; inşallah bu kentin akil unsurları, oda başkanları, siyasileri, gazetecileri ve halkı da görür…

İnşallaaahhhh(!…)

İçindekiler

Exit mobile version