Tüm Emeklilerin Sendikası Denizli Şubesi, artan yoksulluk, düşük emekli maaşları, çevre tahribatı ve savaş politikalarına karşı tepki göstermek için bugün Candoğan Parkı’nda bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu.
Tüm Emeklilerin Sendikası Denizli Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: Hava Sıcaklığı ve rüzgarın arttığı son günlerde ülkenin birçok yerinde ormanların yanması tesadüf değildir. İktidarın bildik söylemleri ve müdahalede yetersiz kalması, özellikle gece görüşlü yangın uçağı almak yerine itibardan tasarruf etmemesi ayrı bir handikaptır.
Yok olan sadece ormanlarımız değil, geleceğimizdir. Orman yangınlarında zarar gören halkımızla dayanışma içindeyiz. Aynı günlerde TBMM de İklim yasasının görüşülmesi ve kabul edilmesi, Doğanın talanını içeren Torba Yasanın Meclis Genel Kuruluna getirilmesi enerji şirketlerine yeni alan açılmasıdır.
Zeytinlikler, ormanlar, meralar ve tarım arazilerinin yok edilmesidir. Doğanın talanına izin veren yasanın geçmemesi için tüm muhalefet partisi ve duyarlı iktidar milletvekillerinin TBMM de direnmelerini, Ankara’da ve yurdun birçok yerinde toprağını savunan halkın taleplerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
“Masum İnsanlar Öldürülüyor…”
Ortadoğu’da emperyalistlerin İsrail aracılığıyla çıkardığı savaşı ve katliamları kınıyoruz. ABD ve Avrupalı silah tüccarları daha çok para kazanacaklar diye masum insanlar öldürülüyor. Suriye’de cihatçı çetelerin iktidara gelmesini sağlayan, emperyalistler ve işbirlikçileri, bu çetelere kravat taktırıp, başta aleviler olmak üzere, kendilerinden olmayan din ve mezheplere mensup toplulukların katledilmesine seyirci kalan, başta BM olmak üzere, ikiyüzlü politikaların sorumlularını kınıyoruz.
İsrail saldırganlığını nefretle kınarken, siyasal İslamcı yapıların ve molla düzenlerinin kurtuluş olmadığı, kendi halkının özgür yaşamasına izin vermediği açıktır. Bu yapıları savunmuyoruz. Ancak; emperyalizmin insan hayatına kast etmesine, sömürgeci ve yayılmacı projelerinin de karşısındayız.
“Bedelini Emeklilere Yüklemeye Kalkmasınlar…”
Emekli aylıkları ve kamu çalışanlarının maaşlarında yaşanan kayıpların karşılanması ve yılın ikinci 6 ayı için öngörülen enflasyon üzerinden yeniden düzenlemenin yapılacağı bu günlerde; AKP iktidarı ve işbirlikçileri akla ziyan iç ve dış politikaların sorumluluğunu ve bedelini emeklilere yüklemeye kalkmamalıdır. Ülkeyi yönetememe krizinin sorumluları bellidir. Bir bedel ödenecekse, sorumlular bedel ödemelidir.
İktidar TÜİK marifetiyle her ay enflasyonu düşük açıklıyor. Bugün yine TÜİK’İN açıklamaları gerçeklikten uzaktır. TÜİK’İN enflasyon cambazlığı iktidardan bağımsız değildir. Bilinçli olarak enflasyon düşük gösterilip, aylıklarımızda yapılması gereken artış düşük tutulacaktır. Enflasyon hesabına yansımasın diye Temmuz ayında Doğalgaza % 25 zam yapılması verilecek maaş artışının elimize geçmeden geri alınmasıdır.
Biz bu filmi daha önce görmüştük. Enflasyon düşük söylemleriyle, ikici 6 aylık enflasyon tahminin de düşük olacağı açıklanarak, ikinci defa mağdur edileceğiz. Üstüne üstlük, büyümeden de pay vermemeyi gelenek edindiler. Sonuç olarak; emekli aylıkları hiç olmadığı kadar düşmüş, emekliler perişan edilmiştir.
“Bu Tam Açlık Demektir…”
Kayıplarımızın telafisi ve enflasyon beklentisi üzerinden Temmuz’da açıklanacak artışların, kök maaşlar üzerinden değil, ele geçen aylık üzerinden olmalıdır. Artışlar kök maaş üzerinde olursa, 4 milyon emekli ve bir o kadar dul ve yetimin aylıklarında artış olmayacak, sıfır zam alacaktır. Bu tam açlık demektir. İktidara uyarımızdır. Sakın böyle bir delilik yapılmasın.
Sayın Mehmet Şimşek ve Sayın Vedat Işıkhan ile TÜİK başkanını birlikte semt pazarlarını gezmeye davet ediyoruz. Bakalım halkın içine çıkabilecek cesaretleri var mı? Yanlış anlaşılmasın. Cesarette ki kastımız, halkın, özellikle de emeklilerin çektiği ve bir parçası oldukları sefalet politikalarını savunup, savunmayacaklarını görmek istiyoruz.
Bu mevsimde emekliler domatesi, biberi taneyle, karpuzu dilimle almaya bütçeleri yetmiyor. Meyve ülkesinde meyveye hasret, sebzeye hasret emekli topluluğu yarattılar. Etin adını dahi ağzımıza alamıyoruz. Emekliler artık ekmek almaktan aciz duruma düşürüldü. Emekliler geçinemiyor. Duyun bizi.
“Zam Oyunlarıyla Çare Olunmaz…”
İktidar etrafına bakmalıdır. 71 yaşında inşaatta çalışmak zorunda kalan ve aynı gün 6. kattan düşüp hayatını kaybeden Selami Şimşek’in faili, uygulanan sefalet politikaları değil midir? Sadece 2024 Eylül ayında çalışmak zorunda kalan 65 yaş üzeri 8 vatandaşımızın iş cinayetine kurban gittiğinden iktidar haberdar mıdır? Geçtiğimiz yıl 79 yaşında inşaatta çalışırken kaybettiğimiz amcadan da haberleri yoktur.
Daha niceleri var. Ancak bunlar, konforları bozulmasın diye el kaldırıp indirmekten müteşekkil parlamenterlerin ajandalarında, ülkenin kaynaklarına çökenlerinin siyah ciplerinin renkli camlarından görünmüyordur. Defalarca söyledik, bir kez daha yineliyoruz. Yüzdelik zam oyunlarıyla emeklilere çare olunmaz.
İktidara çağrımızdır; En düşük emekli aylığı, en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Milli gelir adil olarak dağıtılmalı, Seyyanen zam tüm emeklilere verilmelidir. 5510 Sayılı Yasa değiştirilerek, adil bir emeklilik sistemi kurulmalıdır. TÜİK’İN sahte verilerine son verilmeli, bağımsız kuruluşların verileri dikkate alınmalıdır. Sendikalarımız tanınmalı, insan onuruna yakışır haklarımız Toplu sözleşme masasında çözülmelidir.
“Bize Kulaklarınızı Tıkamayın…”
Trump, NATO üyesi ülkelere emir verdi. Her ülke GSMH’NIN yüzde 5’ni silahlandırmaya ayırsın diye. Bu oran Türkiye’de eğitime ayrılan bütçenin neredeyse iki katı. Sağlığa ayrılan bütçeden fazla, emeklilere ayrılan bütçeden fazlası silah tüccarlarına ödensin isteniyor. Hali hazırda itiraz eden olmadı. Emeklinin, gençlerimizin, yetimin, halkın kursağından alınacak, silah tekellerine verilecek.
Görünen köy kılavuz istemiyor. Ülkemizde silahlanmaya 2024 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 250 artış düşündürücüdür. Yeni artış çok daha fazla olacaktır.
Elbette savunma sanayiye pay ayrılır. Barışçı politikalar esas alınır, yeterince teknolojik yatırım yapılırsa, kaynaklarımız, emperyalist silah tekellerine değil, vatandaşın ürettiği değer, vatandaşa verilir. Bu ülkenin deneyimli vatandaşları olarak, gelecek kaygılarımızı paylaşmayı görev sayıyoruz.
İktidara uyarımızı tekrarlıyoruz. Bize kulaklarınızı tıkamayın. Bizi yine sefalete mahkum ederseniz, ilk seçimlerde bir daha iktidar yüzü göremeyeceksiniz. Bir avuç yandaşa hizmet eden iktidar çare olamaz. Biz çaresiz değiliz. Çare biziz. Çare örgütlü gücümüzde. Eninde sonunda sendikal mücadelemiz kazanacaktır. Biz kazanacağız.”