Dünkü köşe yazımda 1 Eylül tarihli uyarı niteliğindeki skandal haberimizi anımsatmış, ardından da yangın çıkar çıkmaz Orman Bölge Müdürlüğü’nün Denizli Çamlıkta ki pistte çakılı bir vaziyette bekletilen helikopterinin neden müdahale edemediğinin gerekçelerini ortaya dökmüştüm.
Ve uyarı haberimizi başta siyasiler olmak üzere, hiç kimsenin ciddiye almadığını ve bugün yaşanan felaketin de birincil nedeninin bu olduğunu anlatmaya çalışmıştım…
Merak edenler, bu felaket aşamasına göz göre göre nasıl geldiğimizi, aşama aşama aşağıda vereceğim köşe yazısının görseline tıklayarak okuyabilir…
Ben şimdi size son gelişmeleri aktarmaya, asıl suçlunun kim olduğunu ilan etmeye çalışacağım…
Uzmanın Ağzından, Durumun Vahameti…
Yangın 4. Gününe girdi…
Çok büyük bir alanın kül olduğuna, Tavas tarafına da genişleyerek büyüdüğüne hepimiz acı acı izleyerek tanık oluyoruz…
Bana mesaj hattımdan ulaşan ve bu alanda çok tecrübeli olan, uzun yıllarda söndürme çalışmalarında görev almış bir uzmanın yazdıklarını buradan size aktaracağım, sanırım okuduktan sonra sizler de hayretler içinde kalacaksınız…
“Bülent hocam merhaba… Eğer aşağıda yazdıklarım olmasaydı, Çamlık Bölgesi’ndeki Ruslardan kiralanan helikopter hemen kalkacak ve tek bir sorti de bile yangın büyümeden önlenecekti…
İşte o helikopter kalkmadığı için… Muğla’dan kalkanlarda 2 saat sonra devreye girdiği için Denizli’nin akciğerleri yandı, yanmaya devam ediyor…
3 yıllığına ihaleye alan ve bu yıl son senesi olan firma 56 helikopter garanti ederken, yarısı rakamda bile helikopter temin etmedi ve çalıştırmadı.
Orman Genel Müdürlüğü bu konuyu hiçbir şekilde dile getirmeyip uygulayıcı tedbir almadı. Bu yıl bilindiği üzere sizin de yazdığınız gibi yarım yamalak uçuşlar şeklinde devam etti. Yakıt olmadan sadece medyaya göstermelik 15’er dakikalık uçuşlar yapıldı.
Bunun ötesinde 15 Ekim’de çalışma süresi biten bölgelere beşer günlük Orman Genel Müdürlüğü uzatma verdi. Halbuki bu bölgelerin helikopterleri 2 aydır çalışmıyordu ve yakıt yoktu. Yani çalışmayan helikopteri olmayan helikopteri uzatma verildi.
3 gün sonra da 18 Ekim’de orman genel müdürlüğü bu malum firmayla sözleşmesini feshetti. Neden?
Bu yıl yapılacak olan yeni ihalede bu firmaya teknik olarak tekrar ihaleye sokabilmek ve aklamak için tabi ki…
Orman Genel Müdürlüğü’ne sorduğun zaman ihaleyi biz iptal ettik diyecekler… Görülen lüzum üzerine! Peki kim bunlar? Arkasında kim var?
Araştırıldığında, Orman Genel Müdürlüğü’nden ihale alan bazı firmaların, siyaseten arka planındaki bağlantıları tarafsız soruşturmacılar tarafından ortaya çıkarıldığında, kuruluşu daha 1 yıl olmayan bir firmaya Ziraat Bankası tarafından 15 milyon dolar teminat mektubu verilmesi ve geçtiğimiz yıllarda 3 yıl içerisinde OGM yangından sorumlu gn.md.yrd. Ke… Ak… OGM havacılık daire başkanı. Ma… Ok.. yangınla mücadelede bu kadar başarısız oldukları halde neden bu firmanın arkasında durulduğu… İşte o zaman, ne demek istediğimi herkes çok daha iyi anlayacaktır…
Bu konuya sizden başka ilgi gösteren, üzerine düşüp araştıran yok. Bu nedenle çok teşekkür ediyorum.”
Sanırım bu mesaj metnini okuduğunuzda, sizler de yangına neden olanlar kadar, yangın çıktıktan sonra yönetimsel hatalar nedeniyle zamanında müdahale edemeyenlerin de büyük suçunun bulunduğunu net bir şekilde görmüşsünüzdür.
Karaca “Nasıl Olur?” Dedi Ve Gelişmeler Hakkında Bilgi Aldı…
TBMM CHP Grup Başkan Vekili ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, bizi arayan ilk siyasetçi oldu.
1 Eylül tarihli haberi görmediğini, son köşe yazısından sonra konuyla ilgili bilgi sahibi olduğunu belirten Karaca, en kısa zaman içinde Denizli’ye gelerek konuyla ilgileneceğini, Çamlık’ta bekletilen helikopterin neden yangına müdahale edemediğini irdeleyeceğini belirti ve “Nasıl olur böyle bir şey anlamakta zorluk çekiyorum. TBMM Grup Başkan Vekili olarak benim soru önergesi sunma hakkım yok. Ama diğer vekil arkadaşım Şeref Arpacı’yla birlikte gereken her ne ise yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Oradaki helikopterin yangına müdahale edememesinin gerekçesi, teknik arıza dışında iddia edildiği gibi başka nedenlerden ise bu bir skandaldır, neden olanlarda felaketin suçlularıdır ” dedi.
İşimiz Gerçekten Allah’a Kalmış…
Son duruma bakacak olursak, onlarca hektar verimli ormanlık alan tamamen yandı gül oldu ve yanmaya da devam ediyor.
Uzmanların ilettiğine göre, bu durumda artık hava araçlarının da çok fazla yapacak bir şeyi kalmamış…
Sonuç ne mi?
Denizli’nin çatısı yandı, oksijen kanalları kül oldu ve bizler bu felaketi, zamanında müdahale edilmediği için izlemekle yetindik…
Yarın çıkacaklar, kendiliğinden sönen yangını söndürdük diye demeç verecekler…
İşin uzmanlarının deyimiyle, dua edelim bir rüzgar çıkmasın…
Çıkarsa eğer ne Çamlık kalır ne de Tavas’ın ormanlık dağ etekleri…
Gerçekten Allah’tan, rüzgar çıkarmamasını dilemekten başka çaremizde kalmamış gibi gözüküyor…