Bakanlar Kurulu, 2016 yılında Pamukkale Üniversitesi bünyesinde İslami İlimler Enstitüsü’nün kurulmasına karar verdi, ama birilerinin, bu enstitünün, Denizli’ye 50 km mesafede bulunan Yatağan Mahallesi’ndeki, tarikat grubu bağlantılı bir vakıfa ait 5 katlı binada faaliyet göstermesi için harekete geçtiği ve PAÜ Rektörü Hüseyin Bağ imzasıyla da özel bir protokol imzalandığı iddia edildi.
Bu da yetmezmiş gibi, tam bir trajikomik olay yaşanmaya başlandı ve öğrenciler, ders görmek için hocalarıyla birlikte günübirlik Yatağan’a gidip, binanın içine girip, 2-3 saat ders gördükten sonra, aynı gün geri dönmek durumunda kaldı.
HER ŞEY, İKİ VAKFIN DEVREYE GİRMESİYLE BAŞLADI…
PAÜ’ye bağlı İlahiyat Fakültesi ve onun bünyesinde kurulan İslami İlimler Enstitüsü’ne, Denizlili ilahiyat profesörü olan Prof.Dr. M.Cevat Akşit’in, tarikat şeyhleri Ahmed Ziyâuddîn Gümüşhanevî ve Mehmet Zahit Kotku’nun devamı olduğunu iddia ederek 1994 yılında kurduğu Gaye Vakfı (Gümüşhaneli Araştırma Yardımlaşma ve Eğitim Vakfı) ile Prof.Dr. Cevat Akşit’in, bir akrabasının başında bulunduğu ve Denizli’de kurdurulan Müftü Arif Akşit Eğitim ve Kültür Vakfı’nın, ‘vakıf desteği’ kisvesi altında müdahil olduğu belirtildi.
PAÜ İlahiyat Fakültesi bünyesinde, Bakanlar Kurulu’nun 2016/8567 sayılı kararla kurdurulan İslami İlimler Enstitüsü’nün, Yatağan’da faaliyet göstermesi yönünde bir detaya rastlanmazken, belirli siyasi kimliklerin ‘FETÖ vakasını’ hiçe sayarak ve tamamen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dışında ‘hemşeri profesör’ tanımlamalarıyla, Müftü Arif Akşit Eğitim ve Kültür Vakfı’nın 5 katlı bir binayı tahsis edeceğini bahane göstererek, enstitünün Denizli’den 50 kilometre uzaklıktaki Yatağan Mahallesi’nde faaliyet göstermesine ön ayak oldukları iddia edildi.
ÖNCE PROTOKOL, SONRA AÇILIŞ, ARDINDAN ONAY…
Müftü Arif Akşit Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yaptırılan 5 katlı binanın tahsis protokolü, PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ ile Vakfın Başkanı, aynı zamanda da Gaye Vakfı Kurucusu Prof. Dr. M. Cevat Akşit’in akrabası olan Mustafa Akşit tarafından, 26.02.2018 tarihinde imzalanıyor.
07. 04.2018 tarihinde ise, Gaye Vakfı Kurucusu Prof.Dr. Cevat Akşit ‘in yanı sıra bazı milletvekilleri, üst düzey bürokratlar, Rektör Bağ ve bu duruma tepki gösteren öğretim üyelerinin dışında kalan üniversite personelinin katılımıyla açılış gerçekleştiriliyor.
Açılış sonrası yaşanan birçok olumsuzluk ve rahatsızlığa rağmen, PAÜ Rektörü Prof. Dr.Hüseyin Bağ, 09.08.2019 tarihinde, Türkiye’de belki de ilk kez, yüksek lisans öğrencilerinin, günübirlik taşımalı eğitim görmesine neden olan ilginç bir karara imza atarak, ‘eğitim öğretim faaliyetleri, idari iş ve işlemlerin’ Yatağan’daki binada yürütülmesine onay veriyor.
TEPKİ ÇEKMEMEK İÇİN, GAYE VAKFI YERİNE…
Diğer taraftan, adeta bir ihbar metni niteliğindeki duyuruyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz ve isminin şimdilik açıklanmamasını isteyen, bir PAÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ise, İlahiyat Fakültesi Dekanı Birışık’ın, Müftü Arif Akşit Eğitim ve Kültür Vakfı arasında imzalanan bu protokol metnini kendisinin kaleme aldığını, bizzat öğretim üyeleriyle yaptığı bir toplantıda dile getirdiğini belirterek şöyle konuştu:
“ Sayın Dekan Birışık, bizimle yaptığı bir toplantıda ‘Akşit Ailesi, tepki çekmemek için, Denizli’de yaygın olarak tanınan Gaye Vakfı yerine, kamuoyunda adı fazla duyulmayan başka bir vakfın (Müftü Arif Akşit Eğitim ve Kültür Vakfı) isminin kullanılmasını daha uygun görmüştür’ dedi. Bu sözlerini, biraz Allah korkusu olan ve o toplantıda bulunan tüm meslektaşlarımız doğrulayacaktır.”
GENÇ AKADEMİSYENLER FERYAT ETTİ…
Bakanlar Kurulu kararıyla, PAÜ İlahiyat Fakültesi bünyesinde kurulan İslam İlimleri Enstitüsü’nde yaşananlarla ilgili ileri sürülen iddialar, adeta mide bulandırdı. 26. İlahiyat ve İslami İlimler Fakültesi Dekanları Toplantısı’na gönderilen ve ‘Genç Akademisyenler’ imzasını taşıyan duyuruda, ‘PAÜ İlahiyat Fakültesi’nin, Prof. Dr. M. Cevat Akşit tarafından, kendi köyüne kurdurduğu İslam İlimleri Enstitüsü, kendi tarikat görüşleri doğrultusunda dizayn etmeye çalıştığı’ ileri sürüldü. Bu duyuru, Prof.Dr. Mustafa Öztürk tarafından da, köşe yazısına konu edildi.
İŞTE DUYURUDAN BAŞLIKLAR…
- Bilindiği gibi Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2012 yılında açılmış ve 2013 yılında ilk öğrencilerini alarak eğitim-öğretim hizmeti vermeye başlamıştır. Fakültemiz, açılışından beri sürekli biçimde, emekli bir profesör olan ve dinî/tasavvufî bir gurubun liderliğini yapan Cevat Akşit’in doğrudan ya da dolaylı olarak müdahalesine maruz kalmış, mevcut fakülte dekanı aracılığı ile de fiilen müdahale edilir hale gelmiştir.
- Akşit’in, fakülteyi kendi tarikat görüşleri doğrultusunda dizayn etme amaçları, fakültede akademik kadrolaşma ve kendi köyünde kurdurmuş olduğu İslami İlimler Enstitüsü yoluyla hayata geçirilmektedir.
- Öncelikle fakültemize yaklaşık 50 km uzaklıkta olan Yatağan Köyünde Lisansüstü eğitim-öğretim faaliyetleri başlatılmış, akabinde Cevat Akşit’in köyünde bir tarikatın gölgesinde ders vermek istemeyen akademisyenlerin lisans üstü ders verme hak ve yükümlülükleri ellerinden alınmıştır.
- Ayrıca bu köye gitmek istemeyen Lisansüstü öğrencileri de ya alan değiştirmeye ya da lisansüstü eğitimi bırakmaya zorlanmıştır. Bunu yaparken gayri ahlaki bir şekilde oradaki eğitimi sağlamak amacıyla başta dekan olmak üzere grubun niyetleri doğrultusunda çalışanlara yüklü miktarda paralar ödenmektedir.
- Ayrıca dekana dayalı/döşeli lüks bir daire de tahsis edilmiştir. Hocaların şehir merkezindeki ana kampüs içerisinde bulunan fakülte binasında ders vermelerine, Türkiye genelindeki uygulamaya aykırı bir şekilde asla izin verilmemektedir.
GÜNÜBİRLİK KÖYE TAŞINIYORUZ…
- Akşit’in köyünde sürdürülen eğitim öğretim faaliyetlerinde öğrenciler, önce taşımalı eğitimle hocalarıyla birlikte köye götürülmekte, orada ders yapıldıktan sonra tekrar fakültemize taşımalı servislerle getirilmektedir.
- Bu taşımalı sisteme katılmayan öğrenciler ve hocalara baskı uygulanmakta, kadroları/özlükleri üzerinden tehdit edilmektedir. Fakültemize cemaat aracılığıyla doldurulmak istenen kadrolara onay vermeyen ana bilim dalı başkanları istifaya zorlanmakta,
- Diğer taraftan cemaat amaçlarına uygun bulunmayan yönetim kurulu kararları yok sayılmaktadır. Tüm lisans ders programları Yatağan Köyündeki enstitü programına göre şekillendirilmekte ve Lisans eğitimi hiçe sayılmaktadır.
NE OLUR SEYİRCİ KALMAYIN!
Genç akademisyenler, duyurunun sonunda ise, yetkililerin bu olaya seyirci kalmamasını isteyerek, şu şekilde metni bitiriyorlar:
“Biz bu yazıyı yazarken söz konusu yapının nüfuzunu da kullanarak hakkımızda bazı usulsüzlüklere başvuracağına dair ciddi kaygılar da taşımaktayız. Sizlerden, bir grup genç akademisyenler olarak hem sosyal medyada hem toplantılarınızda konuyu gündeme getirmenizi rica ediyoruz. Ne olur duyarlı olunuz. Bir kurumun heba edilmesine seyirci kalmamanızı rica ediyoruz.”