20. yüzyılda İran’ın en önemli kadın şairlerinden biri olarak kabul edilen Furuğ Ferruhzad, Nazan Kesal’ın unutulmaz performansıyla Denizli sanatseverleriyle buluşacak.
Şebnem İşgüzel’in yazdığı, Berfin Zenderiloğlu’nun yönettiği ve Nazan Kesal’ın başrolünde yer aldığı “Yaralarım Aşktandır” adlı tiyatro oyunu, 28 Kasım Perşembe günü saat 20:00’de Denizli Merkezefendi Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

Oyun Hakkında…
“Yaralarım Aşktandır”, baskı altında yaşayanların, hep eksik kalanların ve tüm zorluklara rağmen yaşamaya devam edenlerin hikayesini anlatıyor. Furuğ Ferruhzad’ın yaşamı ve şiirlerinden ilham alan bu eser, İranlı şairin toplumsal baskılara ve kadın haklarına karşı verdiği mücadeleyi sahneye taşıyor. Ferruhzad, kendi ömrünün şiirini yazarken, izleyicilere akıllardan çıkmayacak sözler fısıldayacak. Nazan Kesal, Ferruhzad’ı hayatına kattığı derinlikli performansıyla canlandırırken, bu unutulmaz karakterin içsel yolculuğuna da ışık tutacak.
Furuğ Ferruhzad Kimdir?
Furuğ Ferruhzad (1935-1967), Tehran’da doğmuş ve genç yaşta ailesinin ekonomik ve toplumsal baskılarıyla karşılaşmıştır. 19 yaşında evlenmiş ve kısa bir süre sonra boşanmıştır. Bu dönemde şiirle tanışan Ferruhzad, İran toplumunun katı sosyal ve kültürel normlarıyla mücadelesine başlamıştır. Şiirleri, özellikle kadınlık, aşk, cinsellik, yalnızlık ve bireysel özgürlük gibi evrensel temaları işlemekte ve zaman zaman toplumsal baskılara karşı bir başkaldırı olarak yorumlanmaktadır.
Ferruhzad, şairlik kariyerinde, özellikle kadınların özgürlüğü ve toplumsal eşitsizliklere karşı çıkışı cesurca ele almıştır. İran’da kadınların toplumsal rollerine dair yerleşik normlara karşı çıkarken, şiirlerinde modernist bir dil kullanarak, geleneksel şiir biçimlerinden sıyrılmıştır. Kısa ama etkili bir hayat süren Ferruhzad, 1967 yılında bir araba kazasında hayatını kaybetmiştir, ancak geride bıraktığı derin şiirsel miras, onu İran’ın en önemli modern şairlerinden biri yapmıştır.
“Yaralarım Aşktandır” tiyatro oyunu, Ferruhzad’ın özgürlük ve varoluş mücadelesine dair sesini duyuran bir anma niteliği taşıyor. Oyun, izleyiciyi, şairin içsel dünyasında bir yolculuğa çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumun, bireyin ve kadının yaşadığı zorlukları da gözler önüne serecek.
