Seval UYSAL/RÖPORTAJ

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan Karakuş, “Oda başkanları erkek olur” algısını yıkan kadınlardan biridir. Tabir caizse Ankara’nın tozunu attırdı. Arkasından Deniz İncedayı Mimarlar Odası Genel Başkanı seçildi. Sıra Denizli’de Özlem Durdu Kabel 4 aday içinde yarışan tek kadın.

Özlem’i Cüneyt Zeytinci döneminden tanıyorum. Taş binaların yıkılmasına karşı verilen mücadelenin tam göbeğiydi. Mimarlar Odası o dönem büyük bir sınav verdi ve bu sınavdan bildiğiniz gibi şehir yararına başarıyla çıktı. Özlem Durdu Kabel’le yapmak istediklerini ve adaylık sürecini konuştuk…

-Seni aday olmaya iten neden nedir?

-20 yıllık mimarım, bunun 16 yılını Mimar Odası’nda aktif olarak geçirdim. Yönetsel anlamda olmasa bile aktif bir üye olarak oda çalışmalarına hep katkı koymaya çalıştım. Geçmiş birikimlerimi değerlendirmek ve bunların üzerine bir daha taş koymak için aday oldum.

-Daha önce Oda yönetim tecrüben var değil mi?

-Evet. Cüneyt Zeytinci ile birlikte çalıştık. O dönem taş binaların yıkılmaması için ciddi mücadele verdik, yürütmeyi durdurma iptal davası açtık. Serdar Bey’le birlikte liste yapıp yönetimi oluşturduk ama çalışamadık. Uyuşmazlık oldu, bir buçuk ay içinde istifamı verdim ayrıldım.

-Oda başkanları erkek olur algısı var. Kadın aday olarak var mı bir sıkıntı? Süreç nasıl geçiyor?

-Bence kadın aday olmak süreci kolaylaştırıyor, hatta güzelleştiriyor. Gerginlik yok, çatışma yok. Diğerlerinin ne yaptığıyla değil, kendi yapacaklarımla ilgileniyorum. Bu da benim hedeflerimi bir üst çıtaya taşıyor.

MİMARLAR ODASI’NIN GEÇMİŞİ SON 4 YILDAN İBARET DEĞİL!

– 4 aday yarışıyor Oda tarihinde bu ilk midir?

-Hayır değil, oda tarihinde ikinci 4 adaylı seçim. Daha önceleri 2-3 adaylı seçimler olurdu. Bu kez şöyle bir tesadüf oldu. İlk 4 adaylı seçimde ben yönetim kuruluna seçilmiştim. Bu ikinci 4 adaylı listede yine ben varım.  Bakalım bu kez nelere vesile olacak?

-Daha önce birbiriyle rakip olan eski başkanların, senin listeni desteklediği konuşuluyor. Bunu nasıl yorumluyorsun?

– Biz oda seçimlerinde bugüne kadar birbirimizle mücadele ettik, karşı listeler oluşturduk ama birbirimize karşı etik kuralları hiç bozmadık. Mimarlar Odası ölçeğinde mücadele ettik. Birbirimize karşı rencide edici, gurur kırıcı hiçbir cümle sarf etmedik. Bel altı vuruş olmadı.  Seçimlerden bir hafta sonra herkes yine Mimarlar Odası için çalıştı. Bizim geçmişiz son 2 yıldan, son 4 yıldan ibaret değil. Mimarlar Odası 70’li yıllardan beri bu kentte var. Bugün 50’nci yılını kutlayan Afer Abi’den bu yana herkes birbiriyle bir şekilde seçimlerde mücadele etti ve olumlu olumsuz şeyler yaşadı. Bugün bunları gülerek anlatıyoruz. Eski başkanların deneyim tecrübe ve birikimlerinden yararlanmayı önemsiyorum.

GENÇ MİMARLARIN ÖNCELİKLERİ İŞ VE GELECEK KAYGISI…

-Ankara Mimarlar Odası’nda başarılı bir kadın başkan örneği var. Kent suçlarına karşı tabir caizse kök söktürüyor.  Tezcan Hanım aynı zamanda erkek oda başkanı algısını da yıktı. Kadınların başarılı olabildiğini gösterdi. Yönetimde kadın ağırlığı olacak mı?

-Bizim yönetimimizin yarıdan bir fazlası kadın arkadaşlarımızdan oluşuyor. 7 kişilik yönetimde 4 kadın var. Yedek yönetimde de aynı şekilde. Odaya kadın adaletini getireceğiz. Tezcan Karakuş Candan’ın Ankara’da nasıl mücadele ettiğini görüyoruz, bu bize örnek olacak.

-Son birkaç yıldır Mimarlar Odası’nın üye profili değişti. Üyelerin yarısından fazlası genç, yeni mezun Z kuşağından. Yönetici olarak onlarla iletişim dilini kurabildiniz mi?

-Öncelikle şunu söylemek isterim; İsteğimiz onları yönetmek değil, onların bakış açısıyla temsiliyetlerini sağlamak. Gençlerden gelen önerileri icraata dönüştürmek.  Bu nedenle gençlere; “Bize yaklaşın, önerilerinizi, isteklerini yorumlarınızı ve eleştirilerinizi dile getirin” diyoruz. Çünkü onların bulunduğu yer bizim 20 sene önceki halimiz. Bizim resetlenmemiz lazım. Biz bu reseti yanımızdaki gençlerle sağlıyoruz. Gençliğin gündemi; metaverse, sanal gerçeklik. Böyle olunca fütürizmi gündemimize alıyoruz. Oda komisyonlarının adlarını bile Z kuşağına uyumladık ve temel çalışma prensiplerini de yazılı hale getirdik.

-Ne istiyorlar, en temel talepleri ne?

-Elbette iş! Bizim zamanımızda da iş istiyorduk ama o zaman sayımız 200’lerdeydi. Şimdi 700’lerde. Bugün iş yapış biçimi de değişiyor. Eskiden iki mimarı bir arada bir büroda bulmak nadirken, şimdi bürosu olan arkadaşların yanında 2-3 mimar bir arada çalışıyor. Belli ki şartlar kollektifivizmi geliştirmiş. Belki önümüzdeki süreç daha farklı bir noktaya taşıyacak, değişik meslek disiplinleri bir arada olacak.

GENÇLERİN CESARETLERİNİ TEŞVİK ETMEK GEREKİYOR…

-Anlaşılan bu seçimde konuşulanlar diğer seçimlerden farklı?

-Kesinlikle. Eskiden de haksız rekabeti, mesleki denetimi konuşuyorduk ama bugün bunların üstüne koymamız gereken şey, gençlerin vizyonu. Önlerini açmak lazım, cesaretlerini teşvik etmek gerekiyor. Proje ve inşaat odaklı bakış açısıyla birlikte mimarlık tasarım mesleğine doğru da bakış atmak gerekiyor.

-Gençler için ne yapmak lazım?  

-Mimarlar Odası hizmet binamızı daha çok yaşayan bir mekan haline getirmek. Orası sadece yönetimin değil, 700 arkadaşımızındır aynı zamanda. Oda binamızda mesai 18.00-19.00 gibi biter. Bu saatten sonra odanın işlevi devam edebilmeli. Mesela bir yarışma açıldıysa maliyeti oda tarafından karşılanarak burada istekli bir arkadaşımızın liderliğinde proje ekipleri kurulmalı. Yine yönetmelik konusunda arkadaşların soruları salonlarımızda giderilmeli. Bilgisayarını alan burada açık ofis olarak çalışabilmeli. Pandemi ile birlikte  home ofis çalışan mimar sayımız çok arttı, onlara bir mekan sunmalıyız. Bir katımız boş, biz burayı açık ofis kullanmak istiyoruz, ofisi olmayan arkadaşlar bu katı kullansın ve onların sekreteryasını Oda’mız yapsın.

GÜNDEM  TAKİP EDEN DEĞİL, GÜNDEM BELİRLEYEN ODA OLMAK İSTİYORUZ…

– Ne yapmak istiyorsunuz?

-Önceliğimiz samimiyet ve şeffaflık! Bizim bütün samimiyetimiz ve şeffaflığımız odaya yansıyacak. Bütün yönetim kurulu toplantılarımız üyelere açık olacak, yönetim kurulu gündemlerini  kişiye özel olmamak şartıyla bütün üyelere göndereceğiz. Üyelerimizden kararlara gelemese bile geri bildirim isteyeceğiz. Odaya gelen her gündem maddesinden her sonuncu üye arkadaşımızın bile haberi olacak. Bu Oda’ya olan aidiyet duygumuzu artıracaktır. “Mimarlar Odası benim için ne yapıyor?” sorusunu çok duyuyoruz. Üyeler yönetim kurulu toplantılarında ne konuşulduğunu bilmek istiyor. İlk yönetim kurulundan itibaren bu yöntemi uygulamak istiyoruz. Bu aynı zamanda bize fikir zenginliği de getirecektir.

Üye eğitim programları çok önemli, eğitime ağırlık vermek istiyoruz. Artık sadece diploma yeterli değil, sertifika eğitim programları düzenlemek şart, bugün o durumdayız ki, yaptığınız mesleğinin üzerine birkaç şey daha koymanız gerekiyor. Haksız rekabeti önleme komisyonun çalışmaları yönetim kurulu tarafından bütün üyelere ulaştırılacak, böylece çıkan kararların uygulanması sağlanacak. 

YARIŞMA AÇILMASINI SAĞLAMAK GÖREVİMİZ…

-Şehir adına neler yapmak istiyorsunuz?

-Bütün meclis kararlarını takip edeceğiz, onun üzerinden gerekli hamleleri yapacağız. İkincisi kentte gündemi takip eden bir oda olmaktan çok gündem belirleyen bir oda olmak istiyoruz. Şehri ilgilendiren önemli konularda olup bittikten sonra değil baştan konuşulmasını, konuşturan tarafın da biz olmasını istiyoruz. “Geldi, oldu, bitti” değil. Mimarlar Odası şehirde küçük bir grup gibi görünür ama çarpan etkisi çoktur.

Şehirde uzun zamandır kamu binaları için yarışma açılmıyor. Geçmiş 4 yılın en büyük eleştirilerinden biri budur. Bildiğim kadarıyla Merkezefendi Belediyesi’nde 5, Pamukkale Belediyesi’nde 3 olmak üzere kamu binaları yarışma ile elde edilmedi. Bu konuda Oda yönetiminin bir itirazı olmadı.  Kamu binalarının tek çalışma aksı yarışmadır, başka bir şey düşünülemez. Odanın teklifine karşın kabul görmezse bile, neden kabul görmediği gerekçesiyle üyelerle paylaşılması lazımdı. Bizim dönemimizde önceliğimiz kamu binalarının yarışma ile elde edilmesidir.