CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca kahvaltıda gazetecilerle bir araya geldi. Denizli Merkezefendi ilçesinde bir araya geldiği basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Karaca, insan hakları mücadelesinin yalnızca cezaevlerinde veya hukuk alanında yaşanan ihlallerle sınırlı bir mücadele alanı olmadığını, ücretsiz sağlık, eğitim hakkı, çocuk hakları, kadın hakları, halkın haber alma hakkı ve birçok alanı kapsadığını ifade etti. Karaca, Denizli CHP’de yaşananlarla ilgili sorulara da cevap verirken, kurultayda aleyhinde çalışan bir ekip olmasına rağmen, örgüt vicdanının, çalışandan yana tercih koyduğunu belirtti.
CİDDİ BİR KARŞI ÇALIŞMA OLDU…
Bir gazetecinin, kurultay sürecinde Denizli’den etkili bir ekibin, Karaca’nın seçilmemesi için yoğun bir kulis çalışması yürüttüğünü söylemesi üzerine açıklama yapan CHP Denizli Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca “ 222 Parti Meclisi adayının yarıştığı kurultay sürecinde, aleyhimde kulis yapıldığını biliyorum. Bu olay, diğer illerin delegeleri ve başkanları tarafından da tuhaf karşılandı. Ama tüm çabalara rağmen, örgütümüz çalışandan yana tavrını koydu. Örgütün vicdanı, doğrudan yana oldu. Doğru ile savaşılmaz. Özetle, delegelerimiz, emeği değerli kıldılar” dedi.
DENİZLİ CHP’DE YAŞANANLARA DEĞİNDİ…
Karaca Denizli İl Örgütü’nde yaşanan sorunlarla ilgili “Cumhuriyet Halk Partisi düşüncelerinin sürekli konuşulduğu, insanların susarak bir kişinin düşüncesini kabul ederek siyaset yaptığı bir kurum değil. Cumhuriyet Halk Partisi’nde herkes konuşur. Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti seçimleri ciddi bir demokrasi mücadelesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle elbette ki siyasi rekabetler, siyasi yarışlar yaşanır. Seçimlerde siyasi rekabetin gereği sorunlar sıkıntılar yaşanabilir. Bu sorunlar seçimin ardından nihayete erer ve “Hedef İktidar” diyerek aldığımız sorumluluğun bilinci ile yine yan yana omuz omuza bu mücadeleyi sürdürürüz” dedi.
HİÇBİR DEĞER KAYBEDİLMEMELİ…
CHP Denizli İl Örgütü’nde geçtiğimiz günlerde yaşan aralarında eski ilçe başkanlarının da olduğu ihraçlarla ilgili de konuşan Gülizar Biçer Karaca ihraçları basın yoluyla öğrendiğini söyledi.
Kesin ihraç istemiyle İl Disiplin Kurulu’na sevk edilen isimlerin geçici ihraç almasıyla ilgili düşüncelerini belirten Gülizar Biçer Karaca ihraçların gerekçelerini bilmediğini vurguladı ve konuyla ilgili “İhraçları basından öğrendim. Cumhuriyet Halk Partisi’nde disiplin kurulları bir yargı organı gibi işler. Bir genel başkan yardımcısı olarak bu aşamada bir görüş belirtmenin doğru olduğunu düşünmüyorum ancak partimizde hiçbir değerin kaybedilmemesi hiçbir değerin bu şekilde bir kalemde üstünün çizilmemesi gerektiğine inanıyorum. Haklı gerekçeler midir bilmiyorum. Gerekçeler haklı ise karar Disiplin Kurullarımızındır. Haklı gerekçeler değilse uzlaşarak, iletişim yoluyla sorunların çözülmesi gerektiğine inanan bir siyasetçiyim. Süreç daha devam ediyor, daha net ifadeler söyleyebilmem için gerekçeli kararı görmem gerekiyor” dedi.
“İKTİDARIN SALGINLA MÜCADELESİNİ BAŞARILI BULMAK MÜMKÜN DEĞİL”
İktidarın pandemi sürecini nasıl yönettiği sorusuna ilişkin konuşan Karaca: “İktidarın koronavirüs salgını ile mücadelesini başarılı bulmak mümkün değil” dedi. Saray iktidarının ekonomik buhrandan çıkış olarak sundukları arasında kendi lüksünden taviz vermediğini belirten Karaca: “Maden şirketlerine teşvik verildi, esnafa kredi! Çiftinin borcu silinmedi ertelendi. Bir kararname ile berberler, kafeler kapatıldı 3 ay kiralarını çektikleri nakit kredilerle ödediler. 3 milyonu aşkın emekçi ücretsiz izne çıkarıldı. Günde 39 lira ile geçinmeleri istendi. Bazı vatandaşlara biner liralar dağıtıldı. Elinizi vicdanınıza koyun bin lira ile kim 3 ay geçinebilir? Halka maske bile dağıtamadılar” diye konuştu.
KARACA’DAN MADEN ŞİRKETLERİNE:
“AKLINIZ VARSA O İHALELERE GİRMEZSİNİZ”
Ağustos sonunda ihaleye çıkacak maden sahası ihaleleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Karaca, yerel halkın görüşlerini almadan, mülkiyet haklarına dahi saygı duymadan sahaların ihaleye çıkarıldığını belirtti. Karaca: “Vatandaş bunu ihaleyi alan şirketlerin çalışmalara başlamasıyla öğrenecekti ki basın mensuplarının takibi sonucu ihaleler yapılmadan bir kamuoyu oluştu” dedi. Halk mücadelesinin iptal ettirdiği Avdan Termik Santral projesini hatırlatan Karaca şöyle devam etti: “Vatandaşlarımız o şirketlerin sahaya girmesine izin vermeyecek. Bunu Bursa Kirazlı’da gördük, Aydın Kızılcaköy’de verilen mücadelede gördük. Kızılcaköy halkı, ihaleyi alan, ruhsatı bulunan her türlü hukuki yetkiye sahip şirketleri maden sahasına sokmadı. Maden şirketlerini uyarıyorum. Aklınız varsa o ihalelere girmeyin, oralara yatırım yaparak paranızı boşa harcamayın. Bu talana karşı her türlü mücadeleyi yürüteceğimizden emin olabilirsiniz!”
Son olarak Çal’da üzüm taban fiyatlarının halka sorulmadan belirlenmesine de tepki gösteren Karaca şöyle konuştu: “Masada Belediye Başkanı, Ziraat Odası Başkanı var üzüm üreticileri yok. Üreticiler orada olmalıydı. Üretici davet edilmedi, çiftçilerin alın terinin tüccarlara teslim edildi.”
ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR…
İnsan hakları mücadelesinin doğa hakları ve birçok alanı kapsadığını belirten Karaca: “Doğayla savaşılmaz doğayla birlikte yaşanır” diyerek insan hakları mücadelesinden konu başlıklarını sıraladı. Temel hak ve hürriyetler başlığı altındaki tüm alanların görev alanını kapsadığını ifade eden Karaca’nın sıraladığı başlıklardan bazıları şöyle;
*Halkın haber alma haklarının mücadelesini veren, eleştirdiği için cezaevinde olan basın mensuplarının
*Kıdem tazminatının gasp edilmesine yönelik çalışma hak ihlallerinin
*Eğitim hakkından mahrum edilerek, çalışmak zorunda bırakılan çocukların, çocuk haklarının
*Sosyal medya paylaşımları nedeniyle sabahın 5’inde derdest edilen, fikrini özgürce açıklamak isteyen vatandaşlarımızın düşünce ve fikir özgürlüklerinin
*Sokakta tepkilerini göstermek isteyen ama bu tepkileri ‘olağan üstü hali ortadan kaldırıyoruz’ diyerek valilerin her birine OHAL yetkisi tanıyan yasa uyarınca; gösteri-yürüyüş hakkını kullanmak isteyen, bu hakkı elinden alınıp gözaltına alınanların toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkının
*Emekçilerin, memurların, basın mensuplarının örgütlenme hakkının mücadelesini vereceğiz.
