Seval UYSAL Yazdı… Ülke Tımarhaneye Döndü, Millet Cinnet Geçiriyor…
Duydunuz mu?
Akköy’lüler banka şubesinin mahallelerinden taşınmasını protesto etmek için eylem yapıyor.
Hem de nasıl eylem…
Köylünün biri donunu eline alıyor, biri traktörü yol ortasına çekiyor.
Kadınları görseniz çığlık çığlığa, nasıl bağırmak öyle! Duysanız canları alınmış sanırsınız.
Dayıların tepkisi aşağı kalır değil. Kanlı kavgada bu kadar sert olmazlar…
Öyle kararlılar ki, bankanın kapatılması halinde canlarına kastetmeye bile hazır. Söylediklerine bakılırsa banka şubesi kapatılırsa açlık grevi yapacaklarmış…
Dahası var 15 mahalle bir olup seçimde sandığa gitmeyecek-miş-
Yeminle bugüne kadar gördüğüm en ilginç, en radikal eylem bu…
Mazot-benzin fiyatı 40 TL’ye dayandı.
Geçen sene 6.5 liradan satılan buğday, bu yıl 4.5 lira.
Kimse bu olanlara ne itiraz etti, ne de sesini çıkardı.
Amma; faizle para veren, ödeyemediğinde donuna kadar icra yoluyla geri alan bir aracı kurum için gözyaşı döküp sokaklara dökülüyor.
Yeminle ben bu işi anlamadım. Ülke tımarhaneye döndü, millet cinnet geçiriyor olmalı…
Muhalefet de anlamamış ki, konu gündeminde bile yok. Hoş muhalefet vatandaşın anlasaydı seçimi kaybetmezdi diyeceksiniz ya, o da doğru…
ÖFKEYİ EN ZARARSIZINDAN ÇIKARMAK…
Sanırım psikologların, psikiyatristlerin artık konuşma zamanı geldi. Sosyologlar da konu hakkında birkaç kelam etmeli.
Öfkeyi yönlendirme diye bir şey var mıdır?
Ya da öfkeyi başka bir yerden çıkarma…
Varsa eğer, Akköy köylüsünün yaptığı tam da budur.
Hani küçükken sizi döven iri yarı çocuk yerine, karşınızda duran sıska çocuğu tokatlamak gibi bir şey…
Benim naçiz tespitim bu; olup biten, öfkenin kontrollü olarak dışa vurumu. Hem içindeki öfkeni çıkaracaksın, hem de pek zarar görmeyeceksin. Ama bu arada için soğumuş olacak.
“Bu banka burada kalacak” diye öfkeden gözü dönmüş bir halde parmağını gözümüze soka soka sallayan amca,
“Yeterrrrr, artık yeterrr, köylünün elinde bir şey kalmadı” diye avazı çıktığı kadar çığıran teyze…
Pantolonunu çıkarıp, kameraların ve ahalinin önünde donla kalan dayı, bana hep bunu hatırlatıyor.
Baskı altındaki toplum psikolojisi…
Patrona kızıp, öfkesini karısından çıkaran adam, kocasına kızıp sinirini çocuğunda boşaltan kadın gibi.
Akköy köylüsünün öfkesinde para, paranın kaynağında bankası var.
TMO KALİTE DÜŞTÜ DİYE BUGDAY ALIMI YAPMIYOR…
Akköy’de durum pekiyi değil.
Geçen yıl 6.5 liradan buğdayını satanlar bu yıl 4.5 liraya razı ama alan yok. Türkiye Mahsulleri Ofisi kalite düştü diyerek mahsul almıyor. Bir çok köylünün elinde mahsulü kaldı.
Ne yiyecek, ne içecek? Oğlanı kızı nasıl evlendirecek?
Emekli maaşı 7 bin 500 TL, yaşlılık aylığı 2 bin 300 lira
Enflasyon yüzde 108, hadi enflasyonun kelime anlamını bilmez de çarşı pazara da mı gitmiyor bu?
Kendi yetiştirmediyse, ki sene aşırı yağmurlar çoğu sebze ve meyveyi vurdu.
Bir kilo biber 25, bir kilo domates 30 Tl
70 Tl taze fasulye, 120 Tl bamya
Manzara bu.
N’apsın millet, öfkeyi içinde tutsun da tırlatsın mı?
En az zararla öfkeyi çıkaracak, rahatlayacak …
ESKİ AKKÖY’DEN KALAN SON KALE; BANKA…
Duyuyorsunuz ‘Eski Türkiye yok artık’ diyorlar ya, doğrudur!
Yeni Türkiye’deyiz, Yeni Türkiye şekillendiriliyor. 2014’te çıkan büyükşehir yasası bu şekillerden biri.
Bir gecede ilçeler, belediyelikler, köyler mahalle oldu.
Akköy’de o ilçelerden biriydi.
2014’te ilçelik elinden alındı, adliye, kaymakamlık, tarım ilçe müdürlüğü de gitti.
Şimdi diyeceksiniz ki; yahu kardeşim giden gitmiş. İlçelik gitmiş ses çıkarmamışsın. Kaymakamlık gitmiş susmuşsun, adliye gitmiş ses etmemişsin. Giden banka şubesi, ha birkaç kilometre ötede, ha birkaç kilometre beri de olsa ne fark eder?
Demek ki halk da ne yapacağını şaşırdı.
Tepki vereceği yerde susuyor, tepkisiz kalacağı yerde bağırıyor…
Eskiden, ilçelikten kalan tek şey banka
O da giderse meselesi bu…
Hani derler ya; son damla bardağı taşırır.
Kim bilir?..
kaynak: www.sevaluysal.com
