Seval UYSAL

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir demiş atalarımız, ne güzel söylemiş.

Bu özlü söz; bir işin sonunu görmek için gidişatına bakmanın yeterli olacağını anlatır.

Aynı Acıpayam Kanyonu’ndaki yapay göletin dibine sera naylonu serilmesi gibi…

O gün hepimiz, olacakları görmüştük de bir tek belediye başkanı Hulusi Şevkan kamuoyuna turizm hikayesi anlatmakla meşguldü, hala öyle!

Haberiniz var mı bilmem?

Geçtiğimiz mayıs ayında turizme açılan Acıpayam kanyonu riskli olduğu gerekçesiyle ziyarete kapatıldı. Bilim insanlarının çalışmaları bitene kadar ziyaretçi kabul edilmeyecek.

Geçtiğimiz hafta PAÜ Jeoloji ve hidroloji uzmanları ve DSİ’den oluşan bir heyet kanyonda çalışmalara başladı. Aşırı yağışlarda olası bir su taşkını, sel felaketiyle karşılaşmamak için kanyonun kaya yapısı ile su debisi incelenecek. Olası bir sel felaketinde insanların nereye sığınacakları, güvenli bir şekilde su taşkınından nasıl korunacaklarının yanıtları verilecek.   Bunun için de çok parametreli bir araştırma başlatıldı. Kanyonun kaya yapısı, su debisi incelenecek. Araştırma sonunda ortaya çıkacak rapor doğrultusunda kanyondaki uygulama alanlarının yeniden projelendirileceğini söylememe gerek var mı bilmem? 

Sizin anlayacağınız belediyenin baştan yapması gereken sondan yapılacak!

Sera naylonuyla gölet …

Bildiğiniz gibi Acıpayam- Olukbaşı ve Benlik mahalleleri arasında kalan kanyon, şubat ayında Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Acıpayam Belediyesine kiralandı. “B Tipi Mesire Yeri” statüsündeki kanyonu turistik cazibe merkezi haline getirmek isteyen Acıpayam Belediyesi, bölgeye yürüyüş yolları, seyir terası, tuvaletler ve satış üniteleri yaptı. Kanyon çıkışındaki dere yatağını da kil ve sera naylonu ile kaplayarak yapay gölet inşa etti. Çevrecilerin tepkileri karşısında da belediye doğal dokuya zarar verilmediği söyleyerek apar topar kanyonu turizme açtı.

Başkan böyle uygun gördü…

Bu arada kanyonun adı Acıpayam Kanyonu olarak değiştirildi. Başkan kimseye sormadı, böyle uygun gördü.

Ulusal gazeteler, internet siteleri, televizyonlar başta olmak üzere medyaya bol bol reklamlar verildi, reklam haberleri yaptırıldı. Henüz tamamlanmayan kanyona ziyaretçi akını başladı.

Çevreciler ise bölgedeki var olan tehlikeyi göstermeye devam etti. Projesini kimsenin görmediği, kaça mal olduğunun bilinmediği kanyon apar topar turizme kazandırıldı!!

Projesinin olup olmadığı bile tartışmalı…

Milli Parklar'dan ve  DSİ'den de görüş alınmadığı iddiaları ortaya atılırken, uygulamanın Belediye Meclisi’nden de habersiz yapıldığı ortaya çıktı.  Konu Meclis gündemine hiç gelmemişti. Meclis üyeleri ne olup bittiği hakkında hiçbir şey öğrenemedi. Her şey kapalı kapılar arkasında yürüdü. Belediye yetkilileri bir projenin olduğunu ancak kendiliğinden gelişen uygulamalara da yer verildiğini açıklamakla yetindi.

Bilim insanları devrede…

Kamuoyundaki baskılar üzerine Acıpayam Belediyesi PAÜ’ye başvurdu. PAÜ Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, Prof. Dr. Abdullah Cem Koç, Yüksek İnşaat Mühendisi Ayşe Eryolcu, DSİ’ den Hidrolog İbrahim Koçanoğlu, Cafer İbileme 3 Ekim’de kanyona giderek incelemelerde bulundu. Havzanın, su debisinin en düşük olduğu dönemde debi ölçümleri yapılarak, hidro-kimyasal ölçümler için su numuneleri toplandı. Kaya yapıları inceleme çalışmalarına başladı.

Meclis’te soru önergesi-başkan hikaye anlatıyor…

Geçtiğimiz hafta Memleket Partisi İlçe Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Ertan Başkan Meclis’te soru önergesi verdi. Dedi ki;  “Bugün yapılmaya başlanan hidrolojik ve jeolojik fizibilite çalışmaları yatırımdan önce yapılmadı mı?”

Başkan Hulusi Şevkan fizibilite çalışmalarının önceden yapıldığını belirterek şöyle konuştu; “Bizim çalışmalarımız Benlik halkının su sıkıntısı çekmemesi için. Benlik halkının gelecek sulama döneminde su sıkıntısı yaşanmaması için çalışıyoruz. Daha önce tüm çalışmalar yapıldı, sıkıntı yok. Bir de ani bir yağışta sığınma yerleri olsun istiyoruz” dedi.

Başkan’ın “sıkıntı yok” dediği yer ziyarete kapatıldı…

Başkan Şevkan’ın “Önceden fizibilitesi yapıldı, sıkıntı yok” dediği yer, aslında çok sıkıntılı. Binlerce insanı ağırlayacak kanyonda fizilibilitesi yok!

Ne suyun debisi ölçülmüş, ne de kayaların durumuna bakılmış. Ellerinde olası bir sel taşkınına dair rapor yok!

Çevrecilerin baştan beri bağırdığı konu bu!

Aşağıda hiçbir önlem alınmadığı gibi yapay göletlere naylon sermekle meşguller…

Olası bir sel felaketinde o daracık alanda neler olacağını tahmin etmek dahi istemiyorum.

PAÜ Jeoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar’da bu görüşte diyor ki Hoca:

“Bir ön inceleme yaptık. Kanyonun su beslenimini ve debisini inceliyoruz. Burası dar bir yer, yağış olur, taşkın olur su seviyesi yükselir. Sel taşkını durumunda kaya yapısının durumunun incelenmesi, problemin bilimsel yolla çözülmesi gerekir. İnsanlar olası bir sel taşkınında nereye sığınacak? Güvenli bir şekilde taşkından korunması gerekebilir. Çok parametreli bir araştırma yürütüyoruz. Bizim çalışmalarımız sonunda ortaya çıkacak rapor yeni bir projeyi gerektirir, kanyon içinde yeni uygulama alanları gerekebilir. Çalışmalar tamamlanmadan kanyon bu haliyle turizme açılamaz.”