Denizli’nin siyasi iklimi, geçtiğimiz yerel seçimlerle kökten bir değişime uğradı. Yıllar boyunca AK Parti yönetiminde olan Denizli Büyükşehir Belediyesi, artan borç yükünün yarattığı şok ile sadece Denizli’de değil Türkiye’de genelinde konuşulmaya başladı.
Ancak yeni dönemde işler farklı bir yöne doğru evriliyor gibi görünüyor.
CHP‘li başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu, “Bu bir şov değil, halkın gerçekleri bilme hakkına duyulan sorumluluktur’ diyerek seçimlerin hemen ardından cesur bir adım attı ve önceki yönetimin bıraktığı borçları içeren rakamları, kent halkının dikkatini çekecek şekilde dev panolara astı.
Asılan rakamlar, ‘bugün ödenirse’ 11 milyar 130 milyon 969 bin liralık devasa borç miktarını ortaya koyuyordu. Rakamın ne kadar korkunç boyutlarda olduğunun daha iyi anlaşılması için de ‘Eski Parayla On Bir Katrilyon Yüz Otuz Trilyon Dokuz Yüz Altmış Dokuz Milyar Türk Lirası’ yazılarak, Denizli halkının geleceğini, doğmamış çocuklarının haklarını bile ipotek altına alacak derecede derinden etkileyebilecek bir yükün varlığını gözler önüne serildi.
Ancak bu yalnızca bir borç miktarı değil; aynı zamanda geçmiş yönetimin hiçbir iş yapmadan ve tamamen algıya ve göz boyamaya dayalı, icraat yapıyormuş gibi görünüp, keyfi harcama ve beceriksiz proje politikalarının da bir yansıması olarak karşımıza çıkıyordu.
Şimdi, seçilmeden önce ve seçildikten sonraki söylemleriyle yüreğimize su serpen yeni başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun, ezici bir çoğunlukla oturduğu o koltukta mazeretsiz ve zaman kaybına izin vermeden hesap sorma zamanıdır…
Çünkü bu borçlar tesadüfi bir şekilde oluşmadı. Başta Basın Daire Başkanlığı, Kültür A.Ş, BELTAŞ, DESKİ olmak üzere tüm kara delikler, usulsüzlükler, yapılan ihaleler, sözleşmeler, sandıklarda toplanıp toplanıp bir yerlere aktarıldığı iddia edilen paralar, jet hızıyla zenginleşen genel sekreterler, danışmanlar ile genel müdürler tek tek mercek altına alınmalı, başta Ex Başkan Osman Zolan olmak üzere, onunla birlikte anılan malum kişilerin tüm mal varlıkları, birinci, ikinci derece yakınlıktaki aile bireylerine kadar araştırılmalı, varsa çaldıkları burunlarından fitil fitil getirilmelidir.
Başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu ve ekibi şunu çok iyi bilmelidir ki, Denizli halkı belediyenin bu borçlarının büyük bir bölümünün nasıl yapıldığını çok iyi bilmekte, yasal olmayan yollarla servet edinenlerden hesap sorulmasını dört gözle beklemektedir.
Denizli halkı sadece izlemekle yetinmeyecek, bu sözde “ticaret dehalarının” (iddialara göre) karanlık tezgahlar sonucu elde ettiklerini kursaklarından kusturmak için de her türlü hukuki yolu sonuna kadar zorlamaktan geri kalmayacaktır.
Kısacası araştırmalar hızla yapılmalı, soruşturmaya dönüştürülmeli derinleştirilmeli ve bu karanlık figürlerin yaptıklarıyla yüzleşmeleri sağlanmalıdır.
Ancak sadece borç miktarıyla ve hesap sorulmasıyla da sınırlı kalınmamalıdır.
Özellikle borçların nasıl oluştuğu ve harcama politikalarının denetlenip denetlenmediği gibi sorular da gündeme gelmeli.
Kimler bu borçlardan sorumlu? Hangi projeler bu borç yükünü doğurdu? Bu projelerin ne kadarının gerçekten gerekli olduğu, hangilerinin şov amaçlı, hangilerinin birilerine çıkar sağlamak niyetiyle devreye sokulduğu tek tek sorgulanmalı, gelecekteki harcama politikaları da ona göre belirlenerek, her alanda büyük tasarruf yollarına başvurulmalıdır.
Hemen ardından sürdürülebilir bir mali plan oluşturulması da acil bir gerekliliktir. Bu süreçte şeffaflık ve hesap verebilirlik ön planda olmalıdır. Geçmiş hataların tekrarlanmaması için dersler çıkarılmalı ve geleceğe yönelik sağlam bir temel oluşturulmalıdır.
Denizli halkı, sadece borçların nereden geldiğini değil, aynı zamanda nasıl ödeneceğini de bilmek istiyor. Bu nedenle, yeni yönetimin üzerine düşen büyük bir sorumluluk var. Gelecek için sağlam bir temel oluşturmak, sadece borçları ödemekle değil, aynı zamanda şehrin kaynaklarını doğru ve etkili bir şekilde yönetmekle mümkün olacaktır.
Ex Başkan Osman’ın geridekilere bıraktığı bu kara tablo, aynı zaman da bir musibet uyarı fişeği olarak görülmelidir.
Denizli’nin geleceği, bugün alınacak kararlara bağlı. Bu nedenle, borç batağından kurtuluş yolunu bulmak için bir araya gelmeli, sorumluluk almalı ve ortak çözümler üretmeliyiz.
Ancak bu şekilde, Ex Başkan Osman‘ın 13 yılı aşkın bir süredir (yerel medyanın önemli bir bölümünü de maaşa bağlayarak) insanları ‘bu şehri, sizinle yönetiyorum‘ hikayelerine inandırarak uyutup, verdiği hasarı onarabilir ve daha aydınlık bir gelecek inşa edebiliriz.
Artık geçmişte yapılan hataları tekrarlamak yerine, yeni bir başlangıç yapma zamanı gelmiştir. Ancak bunun için cesur adımlar atılmalı, varsa eğer (ki kesin vardır!!!) saçma ve gereksiz projelerden vaz geçilmeli, sorunlar açıkça tartışılmalıdır.
Çözüm için ise kentin tüm dinamikleri, STK’larıyla birlikte ve birleşik aklın rehberliğinde ortak akla dayalı bir vizyon oluşturulmalıdır.
İnanın arkası gelir…
Bu belediye ve bu il Ex Başkan Osman’dan ve yanındaki ‘avanelerden’ kurtuldu ya…
Gerisi olur gider…
—————
Bülent Öztürk’ün önceki köşe yazısını okumak için aşağıdaki görsele tıklayabilirsiniz…
