• Güncelleme: 17:49:38 - 14 Ekim 2022
  • Yayınlama: 17:49:36 - 14 Ekim 2022

TBMM’de kabul edilen ve kamuoyunda ‘Sansür Yasası’ olarak bilinen ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlüğe girmesine yönelik tüm Türkiye’de olduğu gibi Denizli’de de tepkiler çığı gibi büyüyor.

Yasanın çıkarılmasına Denizli CHP İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ile İYİ Parti İl Başkanı Raziye Akışık, yayınladıkları basın açıklamalarıyla tepki gösterdiler.

İŞTE O AÇIKLAMALAR…

İYİ PARTİ DENİZLİ İL BAŞKANI AKIŞIK: SANSÜRÜ KİRLİ ZİHİNLERİNİZE UYGULAYIN!

Muhalefet ve meslek örgütlerinin ‘Sansür yasası’ olarak nitelendirdiği yasa ile ilgili bir açıklama da İYİ Parti Denizli İl Başkanı Raziye Akışık’tan geldi.

Yasayı “Hem Uluslararası sözleşmelere hem de Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı” olarak değerlendiren Başkan Akışık; sansür yasasını sert sözlerle eleştirdi.

Başkan Raziye Akışık; siyasi baskının en bariz örneği olarak gösterdiği sansür yasasının 29. Maddesinin kabul edilemez olduğunu belirterek; “21 yıldır basında da kadrolaşan bir iktidarın karşısında dik duran gazetecilerin yazılarının/ haberlerinin ve sosyal medya yolu ile gündeme gelen bilgilerin gün yüzüne çıkmaması için atılan bir imzadır. Bu yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte; İmralı pazarlıkları, kayırılan IŞİD’liler, kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri, gerçek enflasyon oranı, 5’li çete ihaleleri, 128 milyar dolarlar, çalınan sorular ve daha niceleri… Hepsi sümen altında kalmaya devam edecek, söylenemeyecek, halka bilgi amaçlı duyurulamayacak… Böylesine denetimsiz bir mekanizma ile yapmaya çalıştığınız nedir? Gün yüzüne çıkmasından korktuğunuz haberler, bilgiler nedir? Daha ne kadar halkı susturacak, yolsuzluklarınızı saklayabileceksiniz?” şeklinde açıklamada bulundu.

RAZIYE AKISIK
RAZİYE AKIŞIK/İYİ PARTİ İL BAŞKANI

“Bu Yasa Kimi Koruyacak?”

Yasanın AKP ve MHP oyları ile kabul edildiğini vurgulayan İYİ Parti Denizli İl Başkanı Raziye Akışık; “Bu yasayı kabul edenler gizleyecek çok şeyi olanlardır. Bu yasa ile mi kendinizi koruma altına alacak, kirli oyunlarınıza yolsuzluklarınıza devam edeceksiniz? Yasa ile “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu işleyen gazetecilere 1-3 yıl arası hapis cezası verilebileceği onaylanıyor. Kime göre yanlış, kime göre yanıltıcı? Bunun kıstası ve kriterini kendiniz belirleyip, cesur kalemleri mi cezalandıracaksınız? Siz 21 yıldır yönettiğiniz halkı tanıyamamışsınız… Türk halkını yasaklarla, korkutarak dize getiremezsiniz. Türk halkı doğru bildiğini korkmadan söyler, hesap sorması gereken kişilerden doğru zamanda hesabını sorar. Siz yasak getirseniz de bizler sormaya devam edeceğiz. Kaşıkçı Elması kayıp! Nerede? Dolmabahçe Sarayı’nda 92 kiloluk altın vazolar kayıp! Nerede? Resim ve Heykel Müzesi’nde 250 milyon $ değerinde 302 tablo kayıp! Nerede? Siz sansürü kirli zihinlerinize uygulayın. Biz doğru bildiğimizi korkmadan, susmadan söylemeye devam edeceğiz. Ekonomik krizin, yanlış uygulanan dış politikanın doruk noktasını yaşadığımız günlerde korku yolu ile, sansür uygulayacak gündemi değiştirmeyi başaramayacaksınız. Çünkü; az kaldı gideceksiniz!”

——————–

CHP DENİZLİ İL BAŞKANI BÜLENT NURİ ÇAVUŞOĞLU: HALKI, BASINI VE BASIN EMEKÇİLERİNİ SUSTURMAYI BAŞARAMAYACAKSINIZ!

Saray iktidarı, Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son yasama yılını bir sansür ve otosansür yasası ile açtı.

Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız.

Bu sansür yasasının, seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde Meclis’te kabul edilmesi, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir.

İktidarın, 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır.

BULENT NURI edited
BÜLENT NURİ ÇAVUŞOĞLU/CHP İL BAŞKANI

Öyle ki, yasanın 29. maddesiyle, “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle, Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilmiştir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, “dezenformasyon” olarak yaftalanabilecektir.

“Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder” sorusunun yanıtı ise yasa metninde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır.

Buradan soruyoruz:

– TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı dezenformasyon mu yapmış olacaktır?

– “8,5 milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor” demek yalan haber yaymak mı sayılacaktır?

– Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle beşli çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler suçlu mu sayılacaktır?

– “128 milyar dolar nerede?” demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır?

– “Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor?” diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır?

İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin, ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek suç haline getirilmek istenmektedir.

Bugün herkesin açıkça bildiği gibi, ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı yanıltıcı bilgileri yayan iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu, Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır.

Üstelik bu yasa, halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu ağır saldırıyla da sınırlı değildir.  

Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken, muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmaktadır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelmektedir.

Yasa, sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle, halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organları büyük bir darbe alacaktır.

Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa  baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz!

Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Saray’a buradan sesleniyoruz: Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız!

Çok az kaldı.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında,

Baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız!

Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz!

Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz!

AKP Genel Başkanı, “Bu yasanın çıkışıyla beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da yapacağız” diyor.

Biz de diyoruz ki, gerekeni sandıkta halkla hep birlikte yapacağız.

Geliyor gelmekte olan!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir