• Güncelleme: 16:13:43 - 5 Temmuz 2023
  • Yayınlama: 16:03:22 - 5 Temmuz 2023

TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, ilk kez genel kurul oturumuna başkanlık etti; yaptığı açılış konuşması beğenildi ve muhalefet sıralarından sık sık alkışlandı.

Görüşmelere geçilmeden önce duygu ve düşüncelerini paylaşmak istediğini söyleyerek konuşmasına Başkanvekili olarak başlayan Karaca “Bugün bu koltukta oturmam, Cumhuriyetimizin sağladığı fırsat eşitliği ve sonsuz minnet borçlu olduğum, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Bunun sorumluluğunu taşımaktan onur duyuyorum” diyerek, ana başlıklarıyla şu konulara değindi:

“Görüşmelere geçmeden önce, Değerli Meclis Başkanlık Divanımız olarak siz milletvekili arkadaşlarımıza düşünce ve duygularımızı ifade etmek isteriz.Değerli milletvekilleri, nitelikleri Anayasa’mızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 4 maddesinde belirlenen, devletimizin yönetim şekli olan cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak görev yapmanın heyecan ve onurunu yaşıyorum.

Yüz yıl önce işgal altındaki bir ülkede bile kongreler düzenleme, şûralar toplama, Meclis oluşturma gibi demokratik süreçleri işletmiş bir millî egemenlik aklıyla yönünü halka çevirerek demokratik tutumunu ortaya koyan, kurtuluşun ve kuruluşun yol haritasını uygulayan, Anadolu’yu özgürleştiren, Millî Mücadele’nin kazanılmasıyla “gazi” unvanını elde eden Meclisteyiz. Yüzyıl önce başlattığı devrimleri, ekonomik ve siyasi bağımsızlık hedefiyle çağdaş bir devlet ve rejimin inşasını müzakereyle hayata geçiren yüce Meclisteyiz. Yüzyıl önce Anadolu’nun yoksul çocuklarına hakkı olan fırsat eşitliğini sağlayan, birer kıvılcım gibi onları yurt dışına gönderip ateş topu gibi ülkelerine dönmelerini sağlayan, aklın ve bilimin rehberliğinde Anadolu aydınlanmasına öncülük etmiş Gazi Meclisteyiz. İşte, benim bugün, bu koltukta oturmam cumhuriyetimizin sağladığı fırsat eşitliği ve sonsuz minnet borçlu olduğum kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir; bu sorumluluğu taşımaktan onur duyuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Saygıdeğer milletvekilleri, cumhuriyeti yücelten demokrasidir. Demokrasinin olmazsa olmazı da hukuk devletidir. Cumhuriyetin özü ve kaynağı millî egemenliktir. Yüzyıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılırken Atatürk şunları söylüyordu: “Şimdi yeni bir Türkiye doğmuştur.” Türkiye devleti bir halk devletidir, halkın devletidir. Bu nedenledir ki en dar tarifiyle dahi egemenliğin bir şahsa, aileye, sınıfa ya da zümreye ait olmadığı, bunun yanında kurumları ön plana çıkaran bir rejimdir cumhuriyet. Bu tarifin tahrifini yaparken, mutlak haklar yerine, mutlak tahakküm düşünmek, seçme, seçilme özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi haklar budanırken demokrasi yüzyılından söz edilemez.

Seçme ve seçilme özgürlüğü konusu açılmışken özgür iradesiyle oy vermiş on binlerce yurttaşın temsilcisi olan bir milletvekilinin bugün Parlamentoda bulunması gerekirken keyfî tutum ve irade gaspıyla aramızda olmaması cumhuriyetimizi ve demokrasimizi eksik kılmaktadır çünkü Meclis millî egemenlik makamıdır, Meclis mefhumunda milletin iradesi mündemiçtir, bu bütünlük içinde saray iradesi yoktur, millet iradesinin tecelli makamı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. (CHP sıralarından alkışlar) Meclisi tali bir yapıya dönüştürmek, demokrasinin niteliğini ortadan kaldırır. Torba yasalar, kanun hükmünde kararnameler, Meclisin özünün kaybına, öneminin azalmasına yol açar.

GULIZARR
Denizli Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Karaca İlk Kez Oturum Yönetti... 4

Saygıdeğer milletvekilleri, Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzyıl önce aklı ve bilimi, demokrasi ve aydınlanmayı, modernizm ve çağdaşlaşmayı esas alan bir anlayışla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında da hareket noktasını oluşturacak ana damar laik devlet ve toplum yapısının güçlenmesi olmalıdır. Cumhuriyetimiz, yüzyıl önce olduğu gibi bugün de laiklik ve sosyal devlet gibi kurucu ilkelere sıkı sıkı sarılmalıdır; bunun yegâne yolu kadının, gencin, emeğin temsilinin artırılması, siyasal düzlemin onlara göre belirlenmesi, onlarla birlikte üretilmesidir. Özellikle adalet ve demokrasinin, laiklik ve bilimsel eğitimin Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında yol gösterici olması için kadının çağdaş bir hukuk devletindeki yeri net bir şekilde tanımlanmalıdır.

Kadınların Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve yaşamın her alanında eşit temsiliyet hakkının sağlanacağı bir süreç inşa edilmelidir. Charles Fourier diyor ki “Toplumsal ilerleme ve tarihsel değişimler kadınların özgürlüğe yönelik ilerleyişi sonucunda, toplumsal düzenin çöküşü ise kadınların özgürlüğündeki gerileme sonucunda ortaya çıkar.” Buradan hareketle kadınlar bütün boyutlarıyla yaşamın her alanında eşit ve adil bir şekilde var olmalı, bütün politikalarda temel meselelerden biri olarak görülmelidir çünkü bu konu bireysel bir alana itilemez. Söz konusu durum bu kadar politikken Carol Hanisch’in “Özel olan politiktir.” ifadesiyle söylersek kişisel çözümler bulmak mümkün değildir.

Var olan ve giderek derinleştirilen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden en çok kadınlar zarar görürken, kadınlar kutsal sayılan kavram ve kurumlar üzerinden tanımlanıyorken Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadınları, tüm canlıları kapsayan eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri kalıcı olarak ortadan kaldıracak politikaların hedeflenmesi daha etkin, daha verimli, daha eşitlikçi yasama faaliyetlerin yapılmasını gerektirmektedir.

Değerli milletvekilleri, inanıyorum ki 28’inci Dönem milletin egemenlik tutkusuyla ve sadece halkın çıkarları için yapacağı çalışmalarla anılacaktır. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı terörden ekonomik krize, derin yoksulluktan sığınmacı sorununa, demokratik, çağdaş bir anayasa için yürüteceğimiz yasama faaliyetleriyle tarihe not düşerek kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı, şiddetsiz bir Meclis siz kıymetli milletvekilleriyle mümkün olacaktır. Bunun için şimdiden hepinize teşekkür ediyorum.

Denizli Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Karaca İlk Kez Oturum Yönetti...
Denizli Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Karaca İlk Kez Oturum Yönetti…

Her zaman ve her koşulda olduğu gibi bugün de yönümüzü ve yolumuzu aydınlatan Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclisi tanımlamasıyla sözlerime devam etmek isterim: “Arkadaşlarım, ülkenin yazgısında tek yetki ve güç sahibi olan Büyük Millet Meclisi bu ülkenin düzeni için, iç ve dış güvenliğini sağlamak ve korumak için en büyük güvencedir. Büyük millî sorunlar şimdiye kadar ancak Büyük Millet Meclisinde çözümlendi gelecekte de yalnız oradan kesin önlemler sağlanabilecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi selamlıyor, Meclisimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, mücadele arkadaşları ve tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum. “

İçindekiler

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir