• Güncelleme: 14:09:46 - 16 Mart 2024
  • Yayınlama: 12:57:32 - 16 Mart 2024

BÜLENT ÖZTÜRK YAZDI…

Denizli‘de yerel seçim atmosferi, adayların seviyeli yarışıyla dikkat çekerken, bir yandan da hoşgörülü ve samimi bir ortam içinde seçimlerin yürütüldüğü görüyoruz.

Özellikle de Merkezefendi İlçesinin iddialı adayları mevcut başkan ve CHP’nin başkan adayı Şeniz Doğan ile en güçlü rakibi olan AK Parti’nin yakışıklı adayı Ekrem Başer, propaganda çalışmalarında adeta pozitif enerji patlaması yaşatıyorlar.

Her ikisinin de sahici gülüşleri ve samimi tavırlarıyla… Özellikle de Doğan’ın rakibine karşı hanım hanımcık, rakibi Başer’in ise Doğan’a karşı centilmen tavırlarıyla vatandaştan tam not aldıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz…

Seçimi Kazanmak Uğruna, ‘İnsanlığımızı Kaybetmek’...
EKREM BAŞER’İN ŞENİZ DOĞAN’I ZİYARETİ, DOĞAN’IN İSE MİSAFİRPERVERLİĞİ ÖRNEK OLMUŞTU… (Haberi Okumak İçin Görsele Tıklayabilirsiniz…)

Diğer önemli ve yarışın kıran kırana geçtiği seçim bölgelerinden biri olan Pamukkale İlçesi’nde ise olumlu yansıyışlar açısından Merkezefendi’den çok farklı değil…

CHP’nin adayı, CHP eski vekillerinden iş insanı Ali Rıza Ertemur ile AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana verilen her görevi hakkıyla yerine getiren ve bir neferi gibi çalışan iş insanı Halil Pekdemir

Her ikisi de seçim çalışmalarında seviyeli yarışa özen gösteren, birbirini yıpratmak üzerine siyaset yapmak yerine projeleriyle ön plana çıkma çabaları seçmen tarafından da çok olumlu karşılanıyor.

Seçimi Kazanmak Uğruna, ‘İnsanlığımızı Kaybetmek’...
.

Her iki ilçenin İYİ Parti adayları ise ortaya çıkan bu pozitif iklimi destekler tavırlarıyla dikkat çektiklerini söyleyebiliriz…

Yani, Merkezefendi’de mevcut dönemin başkan yardımcılarından Makine Mühendisi Fatih Coşkun ile Pamukkale’de Uzman Veteriner Hekim Türkay Berberoğlu da beklentilerin çok üstünde, seçim sonuçlarını ciddi anlamda etkileyebilecek verimli ve ılımlı bir hava yaratarak kampanyalarını sürdürüyorlar…

Seçimi Kazanmak Uğruna, ‘İnsanlığımızı Kaybetmek’...
.

Merkez dışında diğer ilçelere baktığımızda da bizlere yansıyan olumsuz, seviyesiz ve seçim sürecini lekeleyebilecek bir gelişme henüz yaşanmadı…

Ancak, bu pozitif tabloyu gölgeleyen bir gerçeği de sizlerin dikkatine sunmak, benim gazetecilik görevlerim arasındadır…

Bilirsiniz, her siyasi parti içerisinde hiç eksik olmayan, her dönem ve zaman diliminde kamu çıkarından, parti çıkarından daha çok kendi küçük hesaplarının, gizli emellerinin peşinde koşan, etrafına topladığı üç-beş çapulcunun da ‘şakşaklarıyla’ adam yerine konulan bazı ‘tipler’ vardır…

İşte bu tipler için kendi varlıklarının tek dayanağı olan güç alanlarını kaybetmemek haktan da hukuktan da hatta din, iman, vatan ve milletten de çok çok önemlidir…

İşte…

Türk siyasetinin ve milletinin her zaman başına bela olmuş sağ-sol, mezhep, din, dil ırk ayrımını körükleyerek insanları birbirine kırdırmaktan, kazanmak için her şeyi mubah saymaktan hiçbir zaman geri kalmamış, insanlıktan nasibini almamış bu tipler…

Seçimlere iki hafta kala Denizli’yi karıştırmak, süre giden ılımlı, saygılı ve seviyeli seçim atmosferini baltalayarak her ne pahasına olursa olsun seçimi kazanmak adına her türlü iğrenç senaryoları hayata geçirmek için harekete geçmiş gibi gözüküyorlar…

Bu tipler için ‘bulundukları pozisyonu’ korumaktan daha değerli ve önemli hiçbir şey yoktur…

Ne demek istediğimi, son bir haftadır ‘birilerinin’ Denizli ziyaretini bahane ederek Kürt vatandaşlarımızı organize bir şekilde hedefe koyma, itibarsızlaştırma ve ayrıştırma çabalarının farkına varanlar çok iyi anlıyordur…

En çok anlaması gerekenler ise bu şehri yöneten bürokratlar ve temiz siyasetin önemini kavramış sağduyulu parti yöneticileridir…

Bu nedenle de birlik olup sadece kendi hedeflerine ve siyasi emellerine ulaşmayı amaçlayarak, bilinçli bir şekilde ortamı germeye ve siyaseti çirkinleştirmeye yönelik çaba içerisine giren bu tiplere karşı tavır sergilemeliyiz…

Seçim sürecinde adaylar arasındaki güçlü rekabet, demokratik bir sürecin kaçınılmaz bir parçasıdır.

Ancak, bu rekabetin hoşgörülü ve saygılı bir zeminde sürmesi, toplumun bir arada yaşama kültürünü güçlendirmek adına son derece önemlidir.

Seçimler, birbirinden farklı düşüncelere sahip bireyleri bir araya getirerek çeşitliliği zenginleştirmeli, farklı bakış açılarına saygı gösterilmelidir.

Ancak şu bilinmelidir ki, sadece seçimi kazanmaya odaklanarak karşı tarafı zayıflatma, kötüleme ve toplumu kutuplaştırma eğilimi demokrasiye, toplumsal birlikteliğe ve insan haklarına zarar verir…

Siyasi rekabetin çirkinleşmesi, toplumun birbirine karşı güvenini zedeler. Hoşgörüsüz bir siyaset, insanlar arasında derin uçurumlar açar ve birlikte yaşama kültürünü tehdit eder. Seçim kazanma hırsıyla insanlığımızı kaybetmek, uzun vadede toplumun sosyal dokusunu zayıflatır ve demokratik değerleri sarsar…

Seçim sürecinde tüm taraflar, sadece siyasi hedeflerini gerçekleştirmek için değil, aynı zamanda toplumun bir arada yaşama iradesini güçlendirmek ve insan haklarına saygı göstermek için de sorumluluk taşımalıdırlar…

Sonuç olarak, Denizli’deki yerel seçim süreci bugüne kadar adaylar arasındaki güçlü rekabet, hoşgörü ve samimiyet içinde yürütüldü, böyle de devam ettirilmelidir…

İşin ‘aksi takdirde’sine gelecek olursak…

Ne pahasına olursa olsun seçimi kazanalım derken, insanlığımızı kaybetmiş oluruz ki…

Bunun da geri dönüşü mümkün değildir…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir