Seval UYSAL

Denizli AKP milletvekilleri Cahit Özkan, Şahin Tin, Nilgün Ök beraberinde il başkanları Yücel Güngör  Aydın-Denizli otoyolunda incelemelerde bulunmuş ve dönüşte şöyle bir tweet atmışlar: “…Bu proje Denizli’mizin iftihar kaynağı bir eser olacak”

Şimdi sayın vekiller isterseniz hamasi nutukları bir kenara bırakıp gerçekler üzerinden konuşalım:

Bir de o zaman bakalım Denizli-İzmir otoyoluna;

İftihar kaynağı bir eser mi yoksa siz Denizli milletvekillerine ihtar kaynağı mı olacak?  

Sizce birincisi.

Bence ikincisi…

Nedeni şu:

Sizin tabirinizle bize “medeniyet” getirecek otoyolunun faturası çok ağır da ondan…

Doğrudur; Aydın-Denizli arasındaki 163 kilometrelik otoyol bittiğinde Aydın-Denizli arasındaki seyahat 1 saat kısalacak. İzmir- Antalya arasındaki 7 saatlik yol, 3.5 saate inecek.

Peki bu 3.5 saatlik kazancın faturası ne olacak?

Ben diyeyim on bin, siz deyin 25 bin dönüm verimli tarım alanı, on binlerce ağaç.

İzmir’den Antalya’ya 3.5 saatte gitmek için, Denizli-Aydın arasını 1 saatte almak için otoyolun altına gömülecek.

Binlerce zeytin ve meyve ağacı, binlerce dönüm verimli tarım arazisi yok edilecek.

OTOYOL TARIMSAL SİT ALANI İÇİNDE…

İşin ilginç tarafı ve anlamadığım şudur ki;

Bölge 2017 yılında bakanlar Kurulu kararıyla Büyük Ova Tarımsal SİT Alanı edilmiş.

Yani tarım dışı kullanıma karşı alınmış koruma amaçlı bir karar bu. 2017 tarihli 30084 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş.

Bu karara rağmen güzergah planları üç kez değiştirilip, otoyol verimli tarım arazilerinin ortasından geçirilmiş.

Köylü ağlamış, itiraz etmiş, Ziraat Odaları bas bas bağırmış nafile!

Geçtiğimiz günlerde Aydın- Efeler Dalama’da zeytin kıyımı vardı.

Her biri 50-100 yaşında olan zeytin ağaçları iş makineleriyle söküldü.

Muhtar: “Tebligat geldi, iki ay içinde 10 bin zeytin ağacı kesilecek” diyor.

Bu daha bir şey değil, 163 kilometrelik yolun bize sağlayacağı 3,5 saat için fatura çok daha ağır!

Aydın’ın 9 ilçesinde 47 köy,

Denizli’nin 5 ilçesinde 27 köy olmak üzere, 74 yerleşim yerinde binlerce zeytin, incir ve meyve ağacı ile yüzlerce hektar tarım arazisi beton yolun altında kalacak, yok olacak.

İHRACATI UNUTUN GİTSİN…

Aydın’da; İncir, zeytin, kestane, pamuk,

Denizli’de; nar, ayva, erik ve şeftali ağaçları otoyolun altına gömülecek.

Sadece Pamukkale Ovası’nda 5 bin dönüm meyve bahçesi beton altında kalacak.

Buna bölgede iyi tarım uygulamaları yapılan, global GAP sertifikasına sahip meyve bahçeleri de dahil.

İhracatı unutun gitsin…

Sadece Pamukkale ovasının hicaz narı, sarı ayva, anjelino erikten yıllık kaybı 60 milyon lira.

Aydın’ın İnciri, zeytinleri, zeytinlerden elde edilen zeytin yağı ihracatı buna dahil değil.

Bütün bunlardan yol karşıtlığı çıkarılmasın.

Ziraat odalarının ve köylünün itirazı yol değil, güzergah…

Peki otoyol verimsiz arazilerden geçebilir miydi?

Denizli Ziraat Odaları Koordinatör Başkanı Başkanı Hamdi Gemici’ye göre bunun cevabı “Evet”

Peki siz Denizli milletvekilleri Cahit Özkan, Şahin Tin, Nilgün Ök…

 Aydın-Denizli otoyol geçiş güzergahı konusunda Hamdi Bey’i dinlediniz mi?

Ya gözü yaşlı köylüleri? Acele kamulaştırma kararıyla bahçesi, arazisi elinden alınan köylüleri…

FERNAS’A GARANTİ VERİLDİ…

Daha önce de yazmıştım:

İşin parasal boyutu da var. Bu kısım sadece bölgede tarlası olanı değil, herkesi ilgilendiriyor.

Şöyle ki;

Otoyol projesi için yüklenici firma Fernas’a 5 Euro’dan olmak üzere günlük 67 bin araç, yıllık 91 milyon 158 bin Euro garanti verildi.

İki kısımdan oluşan otoyol için 35 bin araç geçişi Aydın-Kuyucak için, 32 bin araç da Kuyucak-Denizli için garantilendi.

Bunun anlamı: Aydın-Denizli Otoyolu’nda 1. kesim için 41 milyon 518 bin, ikinci kesim için ise 49 milyon 640 bin Euro olmak üzere yıllık toplam 91 milyon 158 bin Euro garanti verildi.

Peki araç geçişi garanti sınırı altında kalırsa ne olacak?

Farkı devlet ödeyecek!

Karayolları verilerine göre 163 kilometrelik otoyolda günlük 67 bin araç geçişi mümkün değil. Yolun en işlek kısmı Aydın-Kuyucak arasında 22 bin araç geçiyor. Garanti edilen 35 bin aracın parası da vatandaşın cebinden çıkacak.

Şimdi bu gerçeklerin ışığında sayın vekillere sormak istiyorum:

Vatandaş canını böylesi yakan otoyolu nasıl hatırlayacak?

İftiharla mı, ihtarla mı?

Karar sizin…