• Güncelleme: 13:14:38 - 2 Kasım 2020
  • Yayınlama: 13:14:38 - 2 Kasım 2020

DESİAD Başkanı İ. Okan Konyalıoğlu, İzmir’de yaşanan deprem sonrası, uyarı niteliğinde bir yazıyı kaleme aldı ve “Yakın zamana kadar ‘’İmar Barışı’’ olarak bilinen yasa ile niteliksiz yapılara çanak tuttuk.  En klişe deyim ile ‘’deprem değil, bina öldürür’” sözünün gereğini yerine getirip getirmediğimizi yeteri kadar sorgulamıyor ve ders almıyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.

DESİAD Başkanı Konyalıoğlu, hiç zaman kaybedilmeden Denizli’de yeniden bir envanter çalışmasına başlanması gerektiğini de önemle vurgulayarak, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:

30 Ekim Cuma günü yaşanan İzmir depremi sonrasında deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleşmek zorunda kaldık. Önemli deprem kuşakları ve fay hatları üzerinde yer alan bir ülkeyiz. Belli periyotlarla bu coğrafyanın farklı bölgelerinden farklı büyüklükte depremler yaşıyoruz. Her deprem sonrasında ise depremin sebepleri, can ve mal kayıplarını konuşup gündemi unutuyoruz. Ancak en klişe deyim ile ‘’ deprem değil, bina öldürür’’ sözünün gereğini yerine getirip getirmediğimizi yeteri kadar sorgulamıyoruz.

ÇANAK TUTTUK…

Yakın zamana kadar ‘’İmar Barışı’’ olarak bilinen yasa ile niteliksiz yapılara çanak tuttuk. Uzmanlardan aldığımız bilgilere göre yeni yürürlüğe giren İmar mevzuatına göre üretilen yapılar taşıyıcı sistemleri gittikçe zorlayan yapılara dönüşüyor. Elimizde var olan ve aslında çürük yapı stokunu yenilemek için fırsat olan ‘’ Kentsel Dönüşüm’’ konusu ise kentlerin dönüşümü değil sadece bina bazında yenilemeden ibaret kısır bir alana sıkışmış durumda. Umarız ki İzmir depremi Kentsel dönüşüm kavramının yeniden ve daha işe yarar biçimde gündeme alınması için vesile olur. Yoksa hiçbir ders almadığımız bir acı tecrübeyi daha sineye çekmekten başka bir sonuç çıkmayacak.

Oysa ki inşaat sektörü yıllardan beri bu ülkenin lokomotif sektörü olmak konusunda zirveyi kimseye bırakmıyor. Ancak bu denli önemli bir ekonomik alan olmasına ve deprem coğrafyasında yaşıyor olmamıza rağmen müteahhitlik sektöründe gerekli düzenlemelerin daha 1 yıl önce yapılabilmiş olması akılla izah edilebilir bir durum değil. Bu düzenlemenin de kötünün iyisi olduğunu, daha geliştirilmesi gereken pek çok noktası olduğunu belirtmekte yarar var. Geçtiğimiz yıla kadar kamu yapıları dışında müteahhitlik yapacak kişi ve kurumlardan herhangi bir yeterlilik aranmadığını söylesek durumun vahameti ortaya çıkacaktır.

Depremlerde yaşanan can kayıpları tüm ülkenin kaybıdır. Ama hiçbir can kaybı olmasa bile yapılarda oluşacak zararlar, oturulamayacak hale gelen konutlar ve iş göremez duruma düşecek iş yerleri ve sanayi yapılarını düşündükçe konunun ekonomik boyutunun da korkunçluğu gözler önündedir.

WhatsApp Image 2020 11 02 at 11.37.15 1
DESİAD BAŞKANI KONYALIOĞLU: ÇANAK TUTTUK! 3

DENİZLİ’NİN ENVANTERİ ÇIKARILMALI…

Denizli ise Türkiye’nin önemli deprem bölgeleri içinde yer almakta. Yine uzmanlardan aldığımız bilgilere göre Denizli’de yer alan yapı stokunun denetim ve üretim nitelikleri açısından Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu ifade ediliyor. Ancak yaşam alanlarımız ve sanayi tesislerimizi de göz önüne aldığımızda Denizli için önemli bir envanter çalışması yapılması kaçınılmaz. Bu konularda Pamukkale üniversitesi bünyesinde yürütülen çalışmalardan haberdar olmakla birlikte, özellikle İmar Barışı sonrasındaki duruma yönelik yeni bir güncellemenin yararlı olacağına inanıyoruz. Zira yukarıda da bahsettiğimiz gibi hiçbir can kaybı olmasa bile oluşacak yıkıcı bir depremin Denizli iş ve üretim gücüne vuracağı darbe iyi düşünülmelidir.

Bu vesile ile İzmir depremi sebebi ile başta İzmir ve yakın çevresinde yaşayan vatandaşlarımız olmak üzere tüm Türkiye’ye geçmiş olsun diliyor, depremde kaybettiğimiz canlar için Allah’tan rahmet, kalanlara baş sağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...