• Güncelleme: 19:46:31 - 11 Mart 2023
  • Yayınlama: 18:53:19 - 11 Mart 2023

Denizli Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörü Ahmet Kutluhan, yargı kararlarına uymayarak ‘görevi Kötüye kullanma’ suçunu işlediği gerekçesiyle hakim karşısına çıkacak.

Pamukkale Üniversitesi’nin Genel Sekreteri Tamer Ceylan’ın mahkeme kararlarıyla göreve getirilmesine rağmen, iki kez üst üste mahkeme kararlarına uymayarak etkisiz kılmaya çalışması nedeniyle 25.000 liralık tazminata bile üniversitenin mahkum edilmesine yol açan PAÜ Rektörü Ahmet Kutluhan’ın bu sefer işi zor.

Yok
Yök

ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ’NDEN EMSAL GÖSTERİLECEK TARİHİ BİR KARAR…

Genel Sekreter Tamer Ceylan’ın avukatı Bayram Can Çapar’ın Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması üzerine başsavcılık harekete geçmiş ve Rektör hakkında ceza davasında yargılanmasına dönük karar alınmak üzere açılan soruşturma dosyasını, (kamu görevlisi olması nedeniyle…) izin verilmesi talebiyle YÖK’e (Yükseköğretim Kurulu) havale etmişti.

YÖK’ün, talep dosyasını 1 yıl gibi bir süre beklettikten sonra ‘Rektör hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığı’ yönünde karar vermesi üzerine, YÖK hakkında Ankara 9. İdare Mahkemesi’ne dava açıldı.

Başvuruyu inceleyen Ankara 9. İdare Mahkemesi, Rektör Kutluhan’ın ‘görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine dair ciddi emarelerin bulunduğu hususunun, anılan yargı kararlarının gerekçeleriyle sabit olduğu’ değerlendirerek şu karara vardı:

“…tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının şeklen uygulandığının ve yargı kararlarının etkisiz bırakılması amacıyla işlemler tesis edildiğinin İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 07.09.2021 tarih ve Y.D. İtiraz No:2021/277 sayılı kararı ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31.12.2021 tarih ve Y.D. İtiraz No:2021/400 sayılı kararıyla ortaya konulduğu, dolayısıyla Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet KUTLUHAN’ın yargı kararlarını uygulamayarak (şeklen uygulayarak) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine dair ciddi emarelerin bulunduğu hususunun anılan yargı kararlarının gerekçeleriyle sabit olduğu, bu nedenle 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki ceza soruşturması açılması yönünde işlemler tesis edilmesinin gerektiği (ön inceleme geçilmek suretiyle) anlaşıldığından, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet KUTLUHAN hakkında yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığına ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir…”

karar kisim
Mahkeme Kararının Öne Çıkan Bölümü

AVUKAT ÇAPAR: İSTİFAYA DAVET EDİYORUM…

Öte yandan Tamer Ceylan’ın Avukatı Bayram Can Çapar, Rektör Kutluhan’ın bu kararla birlikte ‘görevini kasten kötüye kullandığı yargı kararıyla sabit’ hale geldiğini belirterek “Zaman geçirmeden istifa etmesi gerekiyor” diyerek şöyle konuştu:

“Bu karar ile Pamukkale Üniversitesi Rektörü’nün iki kere mahkeme kararlarını etkisiz bırakmaya çalıştığı, hukuka ve mahkeme kararlarına uymaktan kaçındığı, bu sebeple Türk Ceza Kanunu 257. Maddesi uyarınca görevini kötüye kullanma suçunu iki kere üst üste işlediği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Bu karar ile ilk defa görevde bulunan bir rektör hakkında görevi kötüye kullanma suçunu bir kere de değil iki kere işlediği yargı kararıyla sabit hale gelmesine rağmen görevini sürdürmeye devam etmektedir. 

Bu aşamadan sonra görevini kasten kötüye kullandığı yargı kararıyla sabit hale gelen Pamukkale Üniversitesi Rektörü Ahmet Kutluhan’ın, Pamukkale Üniversitesi’nin selameti ve kurumun daha fazla zarar görmemesi adına, onuruyla istifa etmesi gerekmektedir.”

MAHKEME KARARININ ÖNEMLİ BÖLÜMLERİNDEN KESİTLER…

T.C.
ANKARA

İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1050
KARAR NO : 2023/304

...Bu durumda, idarenin maddi ve hukuki koşullara göre uygulanabilir nitelikte olan bir yargı kararını
“aynen” ve “gecikmeksizin” uygulamaktan başka bir seçeneğinin bulunmadığı, kararın şeklen değil
içeriğine de uygun olarak yerine getirilmesinin zorunlu olduğu, idarenin yargı kararını uygulamada bağlı
yetkisinin bulunduğu, davacı Pamukkale Üniversitesi Genel Sekreteri olarak görev yapmakta iken
16.04.2018 tarihli Pamukkale Üniversitesi işlemleriyle bu görevinden alınarak Arkeoloji Enstitüsüne
Enstitü Sekreteri olarak atandığı, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine davacının Genel Sekreterlik görevine 23.06.2021 tarihinde atandığı, ancak davacının aynı gün Genel Sekreterlikte koordinatör olarak görevlendirildiği, bu işleme karşı açılan davada da İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 07.09.2021 tarih ve Y.D. İtiraz No:2021/277 sayılı kararıyla “Genel Sekreterlik bünyesinde koordinatörlük görevini yürütmek üzere
görevlendirilmesinin, kamu yararı ve hizmet gereklerinden ziyade, yargı kararının etkisiz bırakılması ve davacının kadro görevinden uzaklaştırılması amacıyla tesis edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı”
gerekçesiyle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına ve sonrasında Denizli İdare
Mahkemesince dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, yürütmenin durdurulması kararı üzerine
Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğünün 19.10.2021 tarih E.l19074 sayılı işlemiyle davacının tekrar Genel Sekreterlik görevine atandığı, ancak aynı gün Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğünün 19.10.2021 tarih E.119081 sayılı işlemiyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13/b-4 maddesi uyarınca davacının göreve başladığı tarihten itibaren 1 (bir) yıl süreyle “Koordinatör” olarak görevlendirilmesine karar verildiği, bu işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada da İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31.12.2021 tarih ve Y.D. İtiraz No:2021/400 sayılı kararıyla “1 yıl süre ile Koordinatör görevlendirilmesine ilişkin dava konusu işlemin, yargı kararının etkisiz bırakılması ve kadro görevinden uzaklaştırılması amacıyla tesis edildiği (…) Bu durumda, davacı hakkındaki Mahkeme kararını şeklen uygulamak suretiyle etkisiz bırakmayı ve kadro görevinden uzaklaştırmayı amaçlayan (…) dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına ve sonrasında Denizli İdare Mahkemesince iptaline karar verildiği, iptal kararlarının kesinleştiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının şeklen uygulandığının ve yargı kararlarının etkisiz bırakılması amacıyla işlemler tesis edildiğinin İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 07.09.2021 tarih ve Y.D. İtiraz No:2021/277 sayılı kararı ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31.12.2021 tarih ve Y.D. İtiraz No:2021/400 sayılı kararıyla ortaya konulduğu, dolayısıyla Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet KUTLUHAN’ın yargı kararlarını uygulamayarak (şeklen uygulayarak) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine dair ciddi emarelerin bulunduğu hususunun anılan yargı kararlarının gerekçeleriyle sabit olduğu, bu nedenle 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki ceza soruşturması açılması yönünde işlemler tesis edilmesinin gerektiği (ön inceleme geçilmek suretiyle) anlaşıldığından, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet KUTLUHAN hakkında yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığına ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.10.2006 tarih ve E:2006/4.MD-196, K:2006/204
sayılı kararında da “Somut olayda, sanık, İdare Mahkemesi kararına dayanarak göreve başlatılan katılanı, yine aynı gün geçici görevle bir başka ilçede süresiz olarak görevlendirmek suretiyle, Anayasanın 138/son maddesi ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasasının 28/1. maddesine aykırı olarak idare mahkemesi kararını uygulamış gibi görünüp, sonuçlarını etkisiz hale getirmiş, yarattığı sonuç itibariyle de, katılanın mağduriyetine neden olmuştur. Eylem 5237 sayılı Yasanın 257/1. maddesindeki suç tipine tüm unsurları itibarıyla uymaktadır. Katılana geçici görevli bulunduğu süre içerisinde harcırah ödenmiş olması veya görevin önceki göreve denk olması, ekonomik kazançtan daha geniş bir anlama sahip olan “mağduriyet”i gidermeye yetmeyeceği gibi, suçun oluşumunu da engelleyemeyecektir. Gözardı edilemeyecek bir diğer husus, anılan suçun, “mahkeme kararlarını yerine getirmeme, geciktirme ya da şeklen uygulandığı izlenimi yaratılarak etkisiz hale dönüştürme” suretiyle işlendiği hallerde “memurun amaç veya saikinin” önem taşımayacağı keyfiyetidir. Unutulmamalıdır ki, mahkeme kararları, yasal yöntemi ile ortadan kalkmadıkça hukukun gerçeğini belgeleyen hükümler olarak uygulanması zorunlu yaptırım gücüne sahip belgelerdir. Bu yaptırım gücünün, herhangi bir saike dayanılarak ve dayanılan saikin haklılığı ileri sürülerek etkisiz hale sokulması ya da zafiyete uğratılması asla kabul görmemelidir.” değerlendirmelerine yer verilmiştir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir