• Güncelleme: 17:34:00 - 8 Temmuz 2023
  • Yayınlama: 11:35:00 - 8 Temmuz 2023

Bülent ÖZTÜRK Yazdı…

/HİÇ Mİ?../

Bu mesleği yaparken, yani gazeteciliği

Genelde her türlü imkansızmış gibi görünen birçok olayı yaşadığımız için, normal vatandaşlardan çok daha soğukkanlı, anlayışlı ve sabırlı olmayı öğreniyor insan…

Hele hele meslekte 40 yılı devirdikten sonra, tecrübeyle birlikte iyiden iyiye genlerimize kadar işliyor bu meziyetler

Ama bazen…

Şimdi aşağıda okuyacaklarınız gibi, bizlerin bile akıl sır erdiremediği,,,

Bizlerin bile nutkuna düğümlenen…

Yüreğini sızlatan

“Nasıl olur böyle bir şey” dedirten olayları yaşamamız da mümkün olabiliyor…

Bu tür olayları yaşadığımızda da en azından kendi adıma söyleyebilirim ki…

Hakaretten yargılansam da hapislere atılsam da yaşatanların yüzüne yüzene tüküresim, ağız dolusu küfür edesim geliyor…

Ayrıca, bu yazıyı sonuna kadar okuyup bitirdikten sonra, sizlerin de birçok kez olduğu gibi sessiz ve suskun mu kalacağınızı, yoksa yaşatanlara (korkmadan) hak ettikleri tepkiyi verip, vermeyeceğinizi de merak etmiyor değilim…

Gelelim köşemizin ana konusuna…

Bundan 7 yıl önce 26 Ekim 2015 yılında yaşanan bir trafik kazası, başta Denizli basını olmak üzere, kendine ‘insanım’ diyen birçoğumuzun yüreğini sızlatmıştı…

iki kaza
Hiç mi ‘Vesile Olmanın da Günahı Vardır’  Diyerek İçiniz Sızlamadı? 6

Ne olmuştu?

AK Parti’de bakanlık yapmış, o dönem Denizli İkinci sıra milletvekili adayı olarak seçim çalışmaları yapan Sema Ramazanoğlu‘nu takip etmekle görevlendirilen, uzun yıllar Denizli medyasında spor muhabiri olarak çalıştıktan sonra Denizli Büyükşehir Belediyesi Basın Biriminde  ekmeğini kovalayan çok değerli kardeşimiz 36 yaşındaki İlyas Haytan’la, AK Parti Basın biriminde görevli 23 yaşındaki Alperen Ersoy, talihsiz bir kaza sonucu yaşamlarını yitirmişlerdi.

Kaza sonrası, (resmi veya gayri resmi) hiç kimse kalkıp da “Sayın Başkan Zolan! Senin belediye görevlisini ve aracını, kendi partinden dahi olsa bir vekil adayının peşinden görevlendirme yetkin var mı?” diye soran olmamış…

Şimdi bana “Sen sorsaydın!” diyenleri duyar gibiyim…

Keşke Denizli’de olsaydım, keşke aktif gazetecilik yapıyor olsaydım da bunun hesabını sonuna kadar sorsaydım…

Neyse…

olen ve yaralanan
HİÇ Mİ YÜREĞİNİZ SIZLAMIYOR SAYIN ZOLAN…

Aradan 8 yıl geçtikten sonra, dün itibarıyla yine bir kaza oldu…

AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın ilçe ziyaretleri programını (sadece dün için değil, yıllardır…) takip etmekle görevlendirilen Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne ait (ihaleyle kiralanmış) basın aracı, Babadağ İlçesi’ne giderken, yolun kaygan olması nedeniyle kaza yaptı…

Bariyerlere çarpan araçta bulunan Ak Parti Milletvekili Cahit Özkan’ın danışmanlarından Rafet Başak’ın kolu kırılarak ameliyata alındı, fotografçı Ebru Gözen’in elinde çatlak meydana geldi, diğer danışman Barış Han ile Araç Şoförü Mehmet Saygılı ise kazayı yara almadan atlattı. Hepsine şahsım ve Şifre Haber adına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

sofor ve paylasim
Hiç mi ‘Vesile Olmanın da Günahı Vardır’  Diyerek İçiniz Sızlamadı? 7

Şimdi diyeceksiniz ki “Eee ne var bunda… Adı üstünde kaza bu… “

Tabi ki kaza bu… Kasıt yok, sabotaj yok…

8 yıl öncekinden tek farkı, çok şükür ölen yok…

Ama ne var biliyor musunuz?

Fazlası var, azı yok…

Yine Büyükşehir Belediyesine ait araç…

Yine Denizli Büyükşehir Belediyesi Basın Biriminde (geçmişte uzun yıllar, rahmetli arkadaşımız İlyas Haytan gibi medya çalışanı olan) görevli fotoğrafçı kardeşimiz Ebru Gözen

Üstelik belediye aracında, belediye çalışanı olan Şoför Mehmet Saygılı yönetiminde…

Şimdi buradan hem İçişleri Bakanlığı’na, hem Sayıştay Başkanlığı’na hem Denizli Valiliğine, hem Cumhuriyet Başsavcılığına, hem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ihbar ediyor, hem de Başkan Zolan’dan kamu adına hesap soruyorum…

Sayın Zolan…

Yasal olmadığı halde seçim çalışmaları ve özel ziyaret programları için araç isteyen vekillere ve siyasilere, hangi kanuna dayanarak (sana oy veren veya vermeyen herkese ait olan) belediye araçlarını tahsis etme hakkını kendinizde buluyorsunuz?

Geçmişte yaşanan ve iki gencecik insanın ölümüyle sonuçlanan kazaya rağmen, hangi vicdan ve mecburiyete dayanarak, yeniden aynı kanunsuzluğa olanak tanıyorsunuz?

Son kazadan sonra, sosyal medyadan herkes geçmiş olsun dileklerini iletirken sizin elemanlarınız ve aracınız, Sayın Vekil Cahit Özkan’ın da danışmanları ve kendisini takiple görevli olan belediye elemanları için neden (bu köşenin yayına hazırlandığı ana kadar) bir geçmiş olsun mesajı yayınlama ihtiyacı hissetmediniz?

zolan cahit
Hiç mi ‘Vesile Olmanın da Günahı Vardır’  Diyerek İçiniz Sızlamadı? 8

Ayrıca geçmişte Sema Ramazanoğlu, şimdi de Cahit Özkan’ın talepleri doğrultusunda mı araç ve personel tahsis ettiniz, yoksa onlara şirin görünmek için siz mi görev edindiniz?

Lafımın sonuna gelecek olursak…

Hukuk adamlığınızı geçtim de bir insan olarak geçmişte (şu veya bu şekilde) sizin kanunsuz görevlendirmeleriniz nedeniyle, öndeki vekil araçlarına yetişmek için hız yapmak zorunda kalıp da can veren, bugün ise yine aynı nedenlerden kaynaklı yolculuk sırasında ölümden dönen insanları düşündüğünüzde, hiç mi kendinizi sorgulamadınız?

Hiç mi ‘vesile olmanın da günahı vardır’  diyerek içiniz sızlamadı?

Allah aşkına Sayın Başkan Zolan; hiç mi?

İçindekiler

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir